24 Aralık 2018 Pazartesi

DRIFTER AWARDS 2018 YILIN MAÇI

 Önce yılın futbol rezaletinden başlayayım;

Galatasaray Fenerbahçe derbisi tabi. Bana bir kez daha; 'Fatih Terim hatıralarımızda yaşasın, artık tribunlerden izlesin; takımın başına filan geri dönmesin!' dedirten maç. Hala da öyle düşünüyorum. Bundan sonra oturuşu, kalkışı Galatasaray'a zarar bence.

'icat çıkarma!' sözündeki anlamıyla Yılın Futbol icadı  VAR Yani vidyo hakem uygulaması.
Ben böyle saçma şey görmedim.
Neymiş Almanya uyguluyormuş. Heryerimiz Almanya ya bizim; geri kalmayalım tabi.
Yılın sonuna kadar bu vidyo hakem uygulaması çok can yakmış olacak. Ne federasyon kalacak ne klübünün başında klüp başkanı kalacak. saçma sapan işler.

klüp başkanı demişken Yılın utancını da unutmayalım. Şu bildiriyi diyorum!!! Hani Fikret Orman ve Ali Koç'un isteğiyle kaleme alınan ve bazı klüp başkanlarının biz okumadık bile içeriğiyle ilgili fikrimiz yoktu dediği bildiri. O bence yılın utancı. Yazıklar olsun dedirten cinsten.

Neyse Yılın En Süper Maçı'na gelelim. Bu yıl biz Cimbomluların pek tadı yok inşallah ikinci yarıda işler değişir diyorum keyifler yerine gelsin diye Lokomotif Moskova'yı 3 -0 yendiğimiz maçı hatırlatıyorum. Gary Rodriguez, Eren Derdiyok ve Selçuk İnan'ın 3 gol attığı maçı yılın maçı seçiyorum.
Gomis'li güzel maçlarımız da vardı ama Gomis de gidenlerden; kalan sağlar'a bakıcaz.

Yılın golü'nü de seçtim.
Fatih Terim'in; Ryan'ı soktum, Donk diye kafayı vurdu! dediği gol :D hoca bazen ince espiri yapar!
şu;






  

22 Aralık 2018 Cumartesi

DRIFTER AWARDS 2018 YILIN EN SÜPER REKLAMI

Ben reklam severim, reklamda kanal değiştirene söylenirim. Valla ciddiyim; zeka pırıltılısını da mide bulandırıcı şekilde kötü çekilmişini de... hiç ayırdetmem seyrederim. Bazı reklamlardan tiksinmeye bayılırım. Sinemada salona reklam seyretmek için erken girerim. Öyle huyum kurusun.

Bu yıl o kadar az televizyon izledim ki sadece google reklamlarına maruz kaldım onları da hiç sevmiyorum google beni profillemede çok yanılıyor, beni çoğu zaman beyaz orta yaşlı tıknaz hali vakti yerinde kumarbaz bekar bir erkek sanıyor.

Neyse Reklam candır onu diyeceğim.
Bu yıl en beğendiğim basılı reklamlar




sugar free chupa chups 


  tabiki Volkswagen her zaman en sevdiğim reklamlar onların.



bir de bu;
sabah şehrin kuzey tarafında biyere giderken tesadüfen gördüm; kötü fotoğraf acelem vardı sonra daha güzelini çekerim dedim ama çabuk kaldırdılar bi daha da görmedim. 
Jumbo xl market açılmış o sokağa o kadar xl ki reklam panodan taşmış çok hoşuma gitti.



                                                        geçelim vidyolara;

bikere barcelona'dayken denk geldiğim ikea reklamı var şu;


IKEA. Relojes. from Al on Vimeo.

airbnb reklamı var şu



çok güzel budweiser reklamı var çok sevdim. Google search reklamı gibi ama süper bence.
şu




volkswagen'in şu reklamı da çok tatlıydı





ve sonunda yılın reklamı
bullying jr.



21 Aralık 2018 Cuma

DRIFTER AWARDS 2018 YILIN EN SUPER DİZİSİ

Dizi yazarı bir arkadaşım var, pek tutan dizilerin yazar ekiplerinin vazgeçilmez elemanlarından adını vermeyeceğim. Son bi kaç yıldır hiç tadı yok, genel olarak depresyonda, acı çekiyor. Geçenlerde özel olarak telefon etti ve dedi ki; bak nezaketen izlediğini biliyorum, izleme, izlettirme! lütfen! rica ediyorum! dedi. (Yok yav nezaketen bile izlenecek gibi değil deyip yarasına basmadım.) 

Biz netflixlere hbo'lara bakalım.
 
Hiç uzatmayacağım yılın dizisini zart diye açıklayacağım tabiki 'La Casa De Papel'


çok güzel senaryoydu.
sanki seyirciye satranç öğretiyordu.
güzel bir açılışla oyunu kurdu, bi sonraki hamlesini gördüğünüz anda değiştirdi başka bir oyuna geçti.
Tamam olanlar, herşey süper saçmaydı, romantikti ama bayaa samimiydi. Karakterlere bağlandık resmen.
Ah o canım Berlin'in kendini intiharlı ölüm sahnesi yok muydu? Kahkaha mı atsam hüngür fişek ağlasam mı tarifsiz duygularla... öyle işte.

Onun dışında daha önce de yazmıştım Olive Kitteridge (şurda https://justdriftingaround.blogspot.com/2018/09/olive-kitteridge-proudly-presents-77.html ) gerçekten güzel yapımdı.

ben bu sene bişey daha izledim bu arada. Geç de olsa zikretmek lazım.
2014- 2015 sezonunun Steven Soderbergh dizisi
The Knick

Clive Owen  başrolde  (müthiş oyun çıkartmış söylemek lazım zaten hastasıyız) yine doktor bu kez;
1900'lerin başları NewYork'ta bir hastane. Hardcore ameliyat sahneleri filan;  acayip güzel çekimler kostüm, mekan...
neyse uzatmayacağım şimdiye kadar seyrettiğim en başarılı dönem dizilerinden biri diyebilirim.


Ne yazık ki zart diye bitti 2 sezonda. Yapım fazla kaliteli beklenen reytinge ulaşamayınca 3 sezon izni çıkmamış. Doğru dürüst bir sezon finali bile çekmemişler öyle diyeyim. Bence Soderbergh sinirlenmiş telefonu filan kapamış, çekmiş gitmiş.  O kısmı hayal kırıklığı. Yine de öyle bile olsa değer.

Neyse canım biz bi bella ciao sahnesi izleyelim o zaman Profesör ve Berlin'den;