gökyüzünün altında gevşemiş onun bunun üzerine kafa yorup duruyor. Emeğin doğasını düşünüyor. Avareliğin doğasını ve göğün kendisini. Kocaman dalga dalga bulutlar yere o kadar yakın duruyorlar ki, insanın kement atıp birini tutası geliyor.- ister başının altına yastık yap ister midene indir. Bir tabak bol sulu fasülyeyi kocaman bir parça bulut etiyle götür, sonra da biraz kestirmek üzere uzan. Ne hayat ama! (hayalperestler- Patti Smith)
aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
14 Şubat 2020 Cuma
29 Temmuz 2012 Pazar
16 Temmuz 2012 Pazartesi
2 Haziran 2012 Cumartesi
cumartesi akşamüstü modu
cihangir'de ne idüğü belirsiz (aa bak yazması ne saçma bir söyleyişmiş bu da...) bir balkonda bulgaristandan gelmiş erik rakısıyla demlenme kafası
müzik de budur;
6 Mayıs 2012 Pazar
16 Mart 2012 Cuma
Thom York demişken bir de bunların PJ Harvey ile düetleri vardı... (bu arada PJ Harvey diyince hep aklıma pj erhan geliyor ama alakası yok aslında, kadıncağızın adı polly jean, benim de adım polly olsaydı ben de kısaltırdım, polly ve molly ismini hiç tutmam...)
"This mess we're in"
bu gecenin parçası olsun bari...
Can you hear them?
The helicopters?
I'm in New York
No need for words now
We sit in silence
You look me
In the eye directly
You met me
I think it's Wednesday
The evening
The mess we're in and
The city sun sets over me
Night and day
I dream of
Making-love
To you now baby
Love-making
On-screen
Impossible dream
And I have seen
The sunrise
Over the river
The freeway
Reminding
Of this mess we're in and
The city sun sets over me
What were you wanting?
I just want to say
Don't ever change now baby
And thank you
I don't think we will meet again
And you must leave now
Before the sunrise
Above skyscrapers
The sin and
This mess we're in and
The city sun sets over me
hayır herşey tamam da;
"we sit in silence
you look me
in the eye directly"
bu bölümde yıkılıyorum, sanki dizlerimden kırılıyor bacaklarım, öylece bombalanmış bina gibi yığılıyorum...
bu ne cüret ama? Insan nasıl bakabilir direkt gözlerinin içine?
yapamam, nasıl yapılır?
15 Şubat 2012 Çarşamba
20 Ağustos 2011 Cumartesi
11 Ağustos 2011 Perşembe
20 Nisan 2010 Salı
Safo
Safo hakkında çok az şey biliniyor.
İki bin altı yüz yıl önce Lesbos adasında (bugünkü midilli ç.n.) - hadiii!- doğduğu ve Lezbiyen teriminin de oradan geldiği söyleniyor. Evli ve bir erkek çocuk sahibi olduğu ve bir denizci aşkına karşılık vermediği için kendini sarp kayalıklardan aşağı attığı söyleniyor. Ayrıca ufak tefek ve çirkin olduğu da söyleniyor.
Bunların doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Bir Kadının , bizim dayanılmaz cazibemize vurulmak yerine başka bir kadını tercih etmesi biz erkeklerin hoşuna gitmez . 1703 yılında, erkek iktidarının burcu konumundaki Katolik Kilisesi, Safo'nun bütün kitaplarının yakılmasını emretti.
Az, çok az şiiri bu kıyıman kurtulabildi. (Eduardo Galleano- Aynalar)
Siz, göğsü mis kokan Peri'nin güzel hediyeleri!
Coşun kızlar ve söylesin tatlı sesli lir
Ama benim bir zamanlar körpe olan yaşlı bedenim artık kocadı
Saçlarım kara yerine beyaza döndü;
Yüreğim ağırlaştı
Bir zamanlar yavru geyikler gibi hızla dans eden dizlerim...
Artık beni taşımaz
Halime inleyip dururum
Ama ne gelir elden?
Yaşlanmamak...
Ve insan olmak, imkânı yok.
Safo hakkında çok az şey biliniyor.
İki bin altı yüz yıl önce Lesbos adasında (bugünkü midilli ç.n.) - hadiii!- doğduğu ve Lezbiyen teriminin de oradan geldiği söyleniyor. Evli ve bir erkek çocuk sahibi olduğu ve bir denizci aşkına karşılık vermediği için kendini sarp kayalıklardan aşağı attığı söyleniyor. Ayrıca ufak tefek ve çirkin olduğu da söyleniyor.
Bunların doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Bir Kadının , bizim dayanılmaz cazibemize vurulmak yerine başka bir kadını tercih etmesi biz erkeklerin hoşuna gitmez . 1703 yılında, erkek iktidarının burcu konumundaki Katolik Kilisesi, Safo'nun bütün kitaplarının yakılmasını emretti.
Az, çok az şiiri bu kıyıman kurtulabildi. (Eduardo Galleano- Aynalar)
Siz, göğsü mis kokan Peri'nin güzel hediyeleri!
Coşun kızlar ve söylesin tatlı sesli lir
Ama benim bir zamanlar körpe olan yaşlı bedenim artık kocadı
Saçlarım kara yerine beyaza döndü;
Yüreğim ağırlaştı
Bir zamanlar yavru geyikler gibi hızla dans eden dizlerim...
Artık beni taşımaz
Halime inleyip dururum
Ama ne gelir elden?
Yaşlanmamak...
Ve insan olmak, imkânı yok.
Ama işin ilginç tarafı, arkeologlar Mısır kasabası Oxyrhynchus'ta milattan önce üçüncü yüzyıla ait bir mumyanın üzerine sarılmış papirüs yaprağına rastlıyor. Papirüsteki yazıları fark eden uzmanlar Michael Gronewald ve Robert Daniel, bu yaprakları 1922 yılında bulunmuş, Safo'ya ait olduğu kesinleşen bir başka şiir yazılı papirüsle karşılaştırıyor, Sonuçta papirüslerin aynı kaynaktan yazının da aynı elden çıktığı kesinleşiyor.
böyle olunca insanın aşka inanası geliyor...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)