KENOPSIA: Geride bırakılan mekanların tekinsizliği
Etimoloji: (Yunanca) kenosis : boşluk + opsia : görüş
METİN:
Taşınırken tüm eşyalar evden çıktığında hissedersiniz; bir mekanın nasıl boş hissettirebileceğini...
okul kapandıktan sonra koridorda yürürken veya haftasonu karanlık bir işyeri katında;
sezondışı lunaparkta... genelde cıvıl cıvıl yaşam dolu olan bu yerler şimdi nasıl da terkedilmiş ve sessiz.
pek çok anınızın hala durduğu yerde duruyor olan mekanlarda geçtiğini unutmak kolaydır. Duvarlar hemen hemen hiç değişmemiştir. Hatta bazı aynı insanlar hala oradaymış gibi, yokluğunuzda da orada olmaya devam etmişler; oysa aslında o sizin bildiğiniz dünya ve hatırladığınız insanlar siz taşındıktan sonra aynı kapılardan geçen bir sürü başka insanla yer değiştirmiştir.
Anıları hatırlamak, kurmak için onca zaman harcadığınız hayattan bir anda ayrılmamak için etrafta dolanmaya çalışırsınız; bu oyalanmada dünyanın da size eşlik edeceğini umarak...Ama nihayetinde eşyalarınızı toplayacak ve evin içinden son kez geçip gideceksiniz.
ve siz ayrılır ayrılmaz, bir gün bile beklemeden bir başkasının yeni evi olmaya başlayacak. Kendi anılarıyla doldurulacak boş bir tuval, taze bir boya katıyla inşa ettiğiniz hayatı satın alan kişi ekolardan başka birşey bırakmayacak. Oda boş değil hiper-boş kalmıştır, toplam nüfus ekside... sakinleri öyle bariz şekilde yoklar ki neon ışınları gibi parlıyorlar. Belki de bu yüzden hayaletlere inanma eğilimindeyizdir.Belki tüm bunlar bir fantezi.
anılarımız öylesine güçlüymüş ki duvarda izi kalıyormuş; başkasına birşeyler ifade edebilecek ve boyayla kapatılamayacak kadar güçlü olduğuna dair bir fantezi...
İstediğimiz burada geçirdiğimiz zamanı işaretlemek,
odaları doldurup hatıraları hayatta tutmak.
Ve eğer evlerimiz ele geçirilirse (cinler periler tarafından belki)
bu ancak biz ele geçirdiğimiz içindir. (o cinler periler de bizizdir)
sanki gerçekten bitmemiş/yarım kalmış bi görev varmış gibi.