İlk gün sinan abi kafası !
- - Rönesansın beşiği floransaya hoşş geldin sinan
abi!
- - Oğğlum yine dalmışsın, floransayı turist basmış,
çıkarın şu turistleri ufutziyi gezecem!!!
- - Yannız abi bugün zor haftaya gel, mümkünse sabah
beşte gel sıra öğlene gelir hayırlısıyla…
- - Yuhh hepiniz kafayı mı yediniz ? ne ufutziymiş
kardeşim? Akademia’ya gireyim o zaman?
- - Sinan abi sana bi pizza ısmarliyim sen vaz geç
bu sevdadan…
- - Yapma be!
İkinci gün ufizzi neymiş koy şu Toskana'nın Kianti şarabından bi kadeh
daha kafası!
Madem müzelere girme konusunda terakki kaydedemedik şu
meşhuur Mikelanj’ın davut heykelinin
çakmasının olduğu meydana gideyim o zaman, Signoria meydanın adı.
Şimdi anlatıyorum hikayeyi…
Sene 1504, bir eylül sabahı;
yağlı direkler üzerinde kaydırılarak taşınan devasa tahta
bir kafesin içinden işte şu aşağıdaki resimde gördüğünüz namı diğer “Mikelanjelo’nun
Devi” Davut ööylecene meydana indiriliyor.
(Allam ben niye böyle sanatsal afallatıcılığı tarihe geçmiş olaylara
maruz kalmıyorum?)
Tamı tamına 5 metre 17 santim uzunluğunda…
Çok mu acayip diyecek olursanız, evet çok acayip…
Yapılışı, getirilişi, sarayın önüne indirilişi,
Michaelangelo’nun kendisi, 1873’e kadar o meydanda ööylecene durması (ikidebir
ööylecene dediğimin farkındayım), sonra ne olduysa birden zarar göreceğinden korkulup şu bir türlü
bilet sırası gelmeyen akademiya müzesine taşınması , meydan boş kalmasın diye aynısının
tıpkısından bir çakmasının yapılıp meydana koyulması, 1990’da manyağın birinin heykele
çekiçle saldırıp, haşmetli Davud’un sol ayak serçe parmağını kırması, Floransa belediyesinin
2003 yılında Davud’u yıkamaya karar vermesi (haşmetli 1843’den beri suya sabuna
değmemiş)…
Aaa daha bomba;
Kudüs’ün fethinin 3000. Yılı diye Floransalıların bir jest
olarak heykelin bir kopyasını Kudüs’e göndermesi ama heykelin pornografik
öğeler içerdiği gerekçesiyle (biz boşuna öööylecene diyip durmuyoruz) kabul
edilmeyip, kudüs'ün bunu giydirip gönderin denmesi…
Geyik bir yana, Floransa’yı, müzelerin akıl dışı sırasını,
Michaelangelo’yu, David’i anlayabilmek
ve anlamlandırabilmek için; çok gezen mi
bilir çok okuyan mı? sorusunun malum cevabını bu noktada yalan edip The Art of
Florence adlı bir kitap alıp okumaya başlıyorum arkadaşlar….
bu arada floransa fotoları için buradan buyurun...
Bir sonraki yazı;
Rönesans’a Giriş Ders 1