T.S Eliot etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
T.S Eliot etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Temmuz 2023 Pazar

Bullshit!!!

Yaşadığımız çağın filozoflarından biri olarak bilinen Princeton Profesörü Harry Frankfurt aynı Kundera gibi 94 yaşında ebedi yolculuğuna uğurlandı.  Ruhun huzur bulsun, nereye gittiyse diyelim. 

Harry Frankfurt'un birazdan paylaşacağım videosunun bu blogda bulunmasını istedim. Kendisi 2016'da vermiş bu röportajı. 

Bu arada kısaca tanıtmak gerekirse: hani, 'neyin filozofuymuş bu Frankfurt?' diyenleriniz olabilir: 

Bullshit felsefesinin profesörü diye nam salmış olsa da aslında bence bullshit kadar onemli bir diğer husus var ki kafa yorduğu ve vurgu yaptığı... adama boşuna filozof demiyorlar. 

Insanları önem verdikleri şeyler üzerinden tanımlıyor. 

Ya da şöyle söyleyelim: 'Önemseyen Insandır' diyor.

Peki önemsemeyen?

Önemsemeyen Wanton'dur.  

'Insanın önemsedikleri yüzünden iradesi vardır, Ahlaksızın yoktur.' 

Basitmiş gibi geliyor kulağa ama wanton olmak da öyle kolay olunan birşey değil.  Ufff çok bedelli bişey. çok şeytana  satmalı filan... 

neyse ahlaksızı savunuyor gibi olmayalım, polemiğe girmeyelim.  

(further reading:  https://en.wikipedia.org/wiki/On_Bullshit#/media/File:On_Bullshit_cover.jpeg)

 vimeo'nun i frame'i çalışıyor mu diye merak ettiğimden bu linki deneyeyim dedim 

<iframe title="vimeo-player" src="https://player.vimeo.com/video/167796382?h=a4024de3ab" width="640" height="360" frameborder="0"    allowfullscreen></iframe>

çalışmazsa link burada

https://vimeo.com/167796382

o da çalışmazsa



özetle : bullshitting yalan söylemekten çok daha tehlikeli bir şeydir. 


Bu arada 'bullshit'in (bizim bugün kullandığımız anlamda yani argoda) yaratıcısının T.S. Eliot olduğunu biliyor muydunuz? 

tevatürün burasına çok gülüyorum çünkü bana  anında birini hatırlatıyor: 

Dediklerine göre  Bullshit T.S.Elliot'un yasarken basılmamış bir şiirinde bizim bugun kullandığımız argo anlamıyla kullanılmış ilk defa. O şiir de T.S.E'nin  editörlere atfettiği : ladies diye başladığı icin saygılarını sunduğu editörlerin kadın olduğunu anlıyoruz ahahahah. 

The Triumph of Bullshit - T.S. Eliot

Ladies, on whom my attentions have waited
If you consider my merits are small
Etiolated, alembicated,
Orotund, tasteless, fantastical,
Monotonous, crotchety, constipated,
Impotent galamatias
Affected, possibly imitated,
For Christ's sake stick it up your ass.

Ladies, who find my intentions ridiculous
Awkward, insipid and horribly gauche
Pompous, pretentious, ineptly meticulous
Dull as the heart of an unbaked brioche
Floundering versicles freely versiculous
Often attenuate, frequently crass
Attempts at emotion that turn isiculous,
For Christ's sake stick it up your ass.

Ladies who think me unduly vociferous
Amiable cabotin making a noise
That people may cry out "this stuff is too stiff for us"-
Ingenuous child with a box of new toys
Toy lions carnivorous, cannon fumiferous
Engines vaporous- all this will pass;
Quite innocent, -"he only wants to make shiver us."
For Christ's sake stick it up your ass.

And when thyself with silver foot shall pass
Among the theories scattered on the grass
Take up my good intentions with the rest
And then for Christ's sake stick them up your ass.

14 Temmuz 2012 Cumartesi

kedi postu (yok o anlamda değil!)




ve evet ben hiç kendimi kandırmayayım; kediler hususunda ayrımcıyım! kesin tekiri daha çok seviyorum.


hayattan, kendiliğinden sunduğu şeylerden ötesini beklemeyip içgüdüsel olarak güneş varken güneş, güneş yokken de her nerede olursa olsun, sıcaklık arayan kedileri örnek alana ne mutlu. Ne mutlu hayalgücü uğruna kişiliğinden vazgeçip başka hayatları seyretmekten keyif alana, duyguların kendisini değil, dış dünyada oynanan halini yaşayana. Ve nihayet ne mutlu herşeyden vazgeçene; herşeyden vazgeçtiğine göre hiç bir şeyi elinden alınamayacak, eksiltilemeyecek olana.
(F. Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı, 232)



Kedileri Adlandırmak
Kedileri Adlandırmak zor meseledir,
Tatil oyunlarınızdan biri kesinlikle değildir;
Bir kedinin ÜÇ DEĞİŞİK ADI olmalı dediğimde
Bir zırdeli olduğumu düşünebilirsiniz önce.
Aile arasında günlük kullanılan adlar vardır öncelikle,
Peter, Augustus, Alonzo ya da James gibi,
Victor ya da Jonathan, George ya da Bill Bailey gibi –
Bütün bunlar makul gündelik adlardır.
Eğer kulağınıza şirin gelirse daha göz alıcı adlar da vardır,
Bazıları centilmenler, bazıları da hanımefendiler için adlardır:
Plato, Admetus, Electra, Demeter gibi –
Fakat bütün bunlar makul gündelik adlardır.
Ancak demem o ki, bir kedinin hususi bir adı olması gerektiğidir,
Kendine has ve daha kellifelli bir adı olmalıdır,
Yoksa nasıl dik tutabilir kuyruğunu,
Ya da yayabilir mi bıyığını, ya da okşayabilir mi gururunu?
Bu tür isimler arasında şunları yeterlice sayıyorum,
Munkustrap, Quaxo, ya da Coricopat gibi,
Bombalurina, ya da olmazsa Jellylorum –
Bu adları asla taşıyamaz bir tane kediden başkası.
Fakat bunların haricinde hâlâ bir ad daha vardır ki,
Asla tahmin edemezsiniz bu adı;
Bu adı hiçbir insan araştırması keşfedemez –
Ancak KEDİNİN KENDİSİ BİLİR, ve bunu hiç ifşa etmez.
Engin bir tefekkür içinde görürseniz bir kediyi,
Hep aynıdır, efendime söyleyeyim, bunun nedeni:
Aklı meşguldür esrimeli bir dalgınlıkla
Düşünmekten, düşünmekten, düşünmekten kendi adını:
Tarifsiz tarifli
Tarifi imkansız
Derin ve esrarlı tekil Adı’nı.

T.S.Eliot (1888-1965)
(1948 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi).
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

orijinalini de eklemeliyim yoksa içimde kalır

The Naming of Cats is a difficult matter,
It isn't just one of your holiday games;
You may think at first I'm as mad as a hatter
When I tell you, a cat must have THREE DIFFERENT NAMES.
First of all, there's the name that the family use daily,
Such as Peter, Augustus, Alonzo or James,
Such as Victor or Jonathan, George or Bill Bailey—
All of them sensible everyday names.
There are fancier names if you think they sound sweeter,
Some for the gentlemen, some for the dames:
Such as Plato, Admetus, Electra, Demeter—
But all of them sensible everyday names.
But I tell you, a cat needs a name that's particular,
A name that's peculiar, and more dignified,
Else how can he keep up his tail perpendicular,
Or spread out his whiskers, or cherish his pride?
Of names of this kind, I can give you a quorum,
Such as Munkustrap, Quaxo, or Coricopat,
Such as Bombalurina, or else Jellylorum-
Names that never belong to more than one cat.
But above and beyond there's still one name left over,
And that is the name that you never will guess;
The name that no human research can discover—
But THE CAT HIMSELF KNOWS, and will never confess.
When you notice a cat in profound meditation,
The reason, I tell you, is always the same:
His mind is engaged in a rapt contemplation
Of the thought, of the thought, of the thought of his name:
His ineffable effable
Effanineffable
Deep and inscrutable singular Name.


bir de böyle danseden adamı yanaklarından öpesim gelir!



                                          bu da işin fantazi boyutu artık!