steampunk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
steampunk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ocak 2023 Pazartesi

kılıç ve beyin

Bulutlar akşam üstüne doğru süzülürken öğleden sonra güneşini de peşlerinden sürüklüyorlardı.  Ne ara dört olmuş dedim kendi kendime. 


Bunun gibi iki cümleyle hikayeye başlanabilirdi… de, kim oturup yazacak şimdi? onun yerine newsletter’ıma düşen 1920’lerdeki retro-fütürizm belgeseline takılayım dedim. 

retro-futurizm deyince de hep Cüneyt Arkın’ın ‘Dünyayı Kurtaran Adam’ ındaki 'kılıç ve beyin' gelir aklıma. Hay allah. 

İzlediğim kısa dokümenter 1920’lerde yayımlanmış Science and Inventions diye bir dergideki görselleri anlatıyordu.  Retro-fütürizm, geçmiş dönem bilimkurgusu diye çevrilebilir.

Steampunk’dan bahsediyordu başında. 1920’lerdeki bilimkurgu, hala mekanik. Jules Verne ve H.G Wells kafası. Anachronistic teknolojiler, zeplinler, analog bilgisayarlar, bilgisayar öncesi hesap makinaları filan. 


Gelecekte steampunka geri döner miyiz diye düşünmeden edemedim. Enerji problemi gün geçtikçe hayata yayılıyor. artık herkes sürdürülebilirlikten bahseder oldu. Ama sürdürülebilirlik sürdürülebilir değil. Sürdürülebilir teknolojiler üretmek sürdürülemez bir ekonomi gerektiriyor. Ve bunu sadece Avrupa ülkelerinin zengin olanları bir miktar karşılayabiliyor. Elektrik ileride (çok uzak değil) ciddi problem. Su keza.  elektrikli araba mevzusu çıktı ve şehirler ona göre düzenlenmeye başlandı. Teşvikler vs. 10 sene içinde avrupa tamamen elektrikli arabaya geçecek dendi. Insanlar panikledi filan. Bu otomotiv şirketlerinin işine geliyor tabi. Yeni üretim yeni kasalar vs. Şimdilerde enerji probleminin buna izin vermeyeceği konuşuluyor. Yazın kapısı açık klima çalıştıran dükkanlara cezalar yağdı. Havaalanlarında yürüyen merdivenler durduruldu vs.  İşe bak. 

E bu durumda elektrikli arabalar yalan mi oldu acaba?  


Yarın retrofuturist tabir edeceğimiz bugünün zihni sinirleri bi hesap hatası yapıyorlarsa bu neye malolacak acaba? 

Oysa dünyanın hep ileri gideceğine dair bir inancım vardı. 


Ama sahne çok iyi.


Sarışın kadın : Başardınn!!!!  ( Cüneyt Arkın’a diyor. Bi kutu var elinde, onu uzatıyor kapağını açıp Cüneyt Arkın’a)

Cüneyt Arkın: hınnn??? (ya da ona benzer anlamsız bir ses çıkartıyor) Ilk defa konuşuyorsun. (Kadına diyor.)

Sarışın Kadın: kılıç ve beyin ölümlü insanın eline geçene kadar konuşamazdım.

Çünkü bu sırrı ancak ben biliyordum.


Kutuda beyin var, Cüneyt Arkın’in elinde de kılıç. Ele ele tutuşup sahneden bi çıkışları var ki…

Beyin hadi neyse de kılıcı görmeniz lazım. 


Film YouTube’da varmış, linki burada. 


https://www.youtube.com/watch?v=JKhHPdfmx8k