Baştaki (Gölgecilik #1) diyaloğa geri dönecek olursak…
“Does the shadow help the person in some way?” You asked.
“I don’t know” I said.
“Then why doesn’t everyone get rid of them?”
“They don’t know how to. But even if they did, I doubt anyone would discard their shadow.”
“How come?”
“Because people are used to them. Whether they serve any purpose or not.”
Naturally you couldn’t comprehend what that meant.
Rene Char diyor ki:
Le désir, désir qui sait, nous ne tirons aucun avantage de nos ombres sinon de quelques souverainetés véritables accompagnées de flammes invisibles, de chaînes invisibles, qui venant au jour, pas à pas, nous font briller.
“Desire, desire which knows, we draw no advantage from our shadows except from some veritable sovereignties accompanied by invisible flames, invisible chains, which, coming to light, step after step, cause us to shine.”
― René Char,
Arzular;
İçin için yanan ateşler ve görünmeyen zincirlerle birlikte hüküm süren esas krallığımızı yavaş yavaş gün ışığına çıkarmaktan öteye, gölgemizden bi sikim fayda gelmeyeceğini arzularımız gayet iyi bilir.
Böyle Rene Char çevirisini de başka yerde zor bulursunuz. :p
Hahah.
Neyse Murakami dayanamadı romanın orta yerinde Tanizaki’nin ismini zikretmek zorunda kaldı. ‘gölgecilik üstüne roman yazıyorum maazallah difter’ın okuyacağı tutar bi Tanizaki’den bahsetmemişsin puuu sana der’ diye araya sıkıştırdı hemen 371. sayfada.
oysa canım Murakami, sen olmasan ben nerden didikleyeceğim de bulacağım o kitabı. Benimkisi tamamen reaction.
Neyse gölgecilik’de Praise of shadows’ a sık sık döneceğiz bu belli oldu.
Gerçekten harika şeylerden bahsediyor. Gölgenin bütünleyiciliği ve derinliğe katkısından mesela. Batılı kültürün korkuya kaygıya ve karanlığa meze yaptığı gölgenin, yaşamın estetiğini nasıl desteklediğini hayal gücünü ve yaratıcılığı nasıl motive ettiğini, velhasıl gölgelerin farkına varmaya nasıl ihtiyacımız olduğundan filan bahsediyor.
O zaman umbra, penumbra antumbra diyerek bir sonraki gölgecilik post’umuzun mevzusunu açık etmiş olayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder