30 Eylül 2019 Pazartesi

29 Eylül 2019 Pazar

Brassaï, Paris ve Années folles

Bu sonbaharda Amsterdam Foam muzesi bi güzellik yaptı, bize Brassai'yi getirdi. Aralık sonuna kadar devam edecek sergi. Avrupa nostaljiyle avutuyor kendini; ama büyüsüne kapılmamak da elde değil.  Ne yıllarmış... Büyük Buhran'a rağmen bir kesimin 'vur patlasın çal patlasın' hayatı; bohemlerin savaş sonrası yaşadıkları deşarj; şehrin mekan olarak tüm bunlara olanak sağlaması... Tüm o unicorn insanların miknatıs gibi birbirlerini çekmesi... O dönemde batıda veya batıya dönük olup da (istanbul gibi) fransız etkisinde olmayan şehir olamaz zaten. Fotoğraflar iştah kabartıyor. Ben de dayanamadım bu yılı kendime Paris yılı ilan ettim.

Brassai'ye dönecek olursak; Macar asıllı Fransız fotografçı. Asıl adı Gyula Halász ama cemiyet hayatında Brasso'lu anlamına gelen Brassai lakabıyla biliniyor. Brasso bugün  Romanya topraklarında; o doğduğunda Macaristan'daymış. Fransa'nın Années folles diye adlandırılan  'çılgın yıllar' anlamına gelen savaş sonrası 20'ler 30'ları ; o yılların cemiyet hayatını, Paris'in entel, bohem hayatını  fotoğraflamış. Henri Miller'lar, Daliler, Jean Genet, tabiki Picasso falan kendi arkadasları, Paris'te takıldıkları mekanlar vs.  1933'te basılan kitabı 'Paris de Nuit'  (parisin gecesi filan gibi çevrilebilir herhalde) pek sükse yapmış.  Bi diğer özelliği de kedi düşkünü olması.  kedili fotoğrafları çok şükela. Anais Nin'e kedi fotograflarını gösterirken Henri Miller ayar oluyormuş, ters ters bakıyormuş. (atıyorum tabiki)
Benim en sevdiğim Chat Colette: şu:



14 Eylül 2019 Cumartesi

ambale

'information cornucopia' / bilgi ziyafeti

bbc'ye göre artik insanlar yalan habere gerçeğinden daha fazla inanma eğilimindeymiş!
'eskiden öyle değildik internet sebebiyle oldu olan' diyor.
yapılan araştırmalar öyle gösteriyormuş ki: psikolojimiz kimyamız değişmiş.
Ana akım Medya + sosyal medyanın ara vermeksizin beynimize beynimize şırınga ettiği bilgi ziyafeti hepmizi bilgi obezi yapmış
boğazımıza kadar bilgiye batmış durumdayız, uzak kalamıyoruz sürekli tıkınma atakları geçiriyoruz. 
bu sebeple bilgiyi sindirmeden process etmeden hüpletiyoruz. 
Tek biri hakkında bile düşünmeye ne mecalimiz ne zamanımız var. 

bu hafta denk geldiğim iki haber üzerine düşünüp durdum. Aslında sadece biri üzerinde düşünüp durdum diğeri, yani asıl düşünüp durduğum haber hakkında düşünüp durmamı sağlayan sonradan duyduğum ikinci haberdi. Sonra da ikinci haberi duyana kadar birinci haberin ciddiyetine nasıl varamadığım, vahametini nasıl anlamadan geçtiğim üzerine düşünüp durdum  (böyle yazmayı da nerden öğrendiysem)

şimdi size information cornucopia yapıcam hazır mısınız?

Mailime düşen haber başlığı (internet üzerinden takip ettiğim bir haber sitesinden gelen newsletter) sebebiyle öğrendiğim bilgi!

Adalet bakanı ve emniyet müdürü istifa etmiş!

yok deve,  nooldu yav?  ay inanayım mi diyerek tıklıyoruz.

Haber Manşeti
Ülkeyi karıştıran Firar !

Haber:
Paraguay'da, uyuşturucu kaçakçısı bir mahkûmun firar etmesi üzerine ülkenin adalet bakanı istifa etti, emniyet genel müdürü görevden alındı.

Paraguay'mış. bize neyse??? 

iste bu noktada iki gün önce duyduğum aslında hafızamda yer etmiş etmesine ama o ana dek  pek de ne anlama geldiğini tam anlamadığım bir haberi hatırlıyorum/

haber şu:

Firari mahkum sokakta önüne gelen 11 kisiyi bıçaklamıştı. Karar cıktı. 70 yıl!

aslında pek çoğumuzun öyle okuyup 'oh adalet yerini bulmuş' diyerek gönül rahatlığıyla ekonomi spor veya magazin sayfasına geçeceği;  bazılarının gaza gelip twittera oraya buraya idam lazım bunlara filan diye coşacağı türden bir haber.


şimdi bu haberdeki bilgileri bi sindirelim mesela:

bir mahkum varmış. Hırsızlık, tehdit, yaralama suçlarından içerde. 6 ayrı sabıkası var.
cezaevinden kaçmış - geçen kasımda
firariyken sokakta 11 kişiyi bıçaklamış.  - eskiden çalıştığı kasap dükkanına gidip patrona çalışanlara dalayım derken coşmuş!
hemen de yakalanmış. Ne iyi bari!
davası görülmüş.
11 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezası kesilmiş
70 yıl yemiş.

bu!

haberdeki tüm ayrıntılar bunlar.
ikinci haber - şu Paraguay'daki- gelene kadar bu haber sıradan bir ikinci sayfa haberi benim için.

ikinci haber bir şekilde beynimi harekete geçiriyor. iki haberdeki ortak kelimeleri seçiyorum bilgide anlam aramaya dolayasıyla da soru sormaya başlıyorum. 

soru: normal bir insan önüne gelen 11 kişiyi bıçaklar mi?
cevap: hayır ama zaten adam normal değil firari mahkum.

pek güzel!

soru: şöyle sorayım; sokakta önüne gelen 11 kisiyi bıçaklayan bir mahkum normal bir insan mıdır? sıradan bir mahkum mudur?
cevap: yok değildir!  akıl sağlığı hiç iyi olmasa gerek! 

başka bi soru sorayım.

soru: mahkumun sokakta ne işi var?
cevap : e firariymiş ya!
düşünce: yaa ben de onu diyorum.

soru : firar etmek bu kadar kolay mi? nasıl firar etmiş!
cevap: haberde yazmıyor bu ayrıntı haber değeri taşımıyorsa demekki!

soru: haberin aslında bizi ilgilendiren en önemli kısmı bu ayrıntı! haberde nasıl olmaz? peki bu bilgiye nasıl ulaşırım?
cevap:  tahmin yürüt.
tahmin: tünel mi kazmış?
cevap: öyle olsa bırak haber içeriğini manşette geçerdi.
soru: benden başka kimse buna takılmıyor mu yahu? Akli dengesini yitirmiş bir mahkum firar ediyor, firariyken 11 kişiyi bıçaklıyor ama kimse nasıl firar ettiğini merak etmiyor mu?
cevap: yine takıldın; bi restart çek en iyisi!

uyuyorum uyanıyorum kafamda bu soru. Bir mahkum cezaevinden nasıl firar eder? Ona buna soruyorum google'da biraz sörf yapmak suretiyle kuçuk bir data analizi ve sonunda bilgiye ulaşıyorum.

kesin bilgi /fact: 10 senenin altında hüküm giyen mahkumlar açık cezaevine konuluyor ve izine çıkabiliyorlar.
haber kaynaği :
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10-yildan-az-hapis-cezasi-alanlar-icin-acik-cezaevi-40374059

şöyle açıklıyor durumu :

ADALET Bakanlığı, FETÖ’den tutuklu sayısı 42 bini, cezaevlerindeki toplam hükümlü-tutuklu sayısı 197 bin 297’yi aşınca kapalı cezaevlerini boşaltmak için açık cezaevine ayrılmayı kolaylaştıran yeni bir yönetmelik değişikliği daha yaptı. (hurriyet)

 değişikliğe göre, 10 yıldan az hapis cezası alıp, sadece 1 ayını iyi halli geçirenler infaz koşulları son derece rahat olan açık cezaevine gönderilebilecekler.

soru: bir insanin 10 yıl ceza alması için ne tur suçlar işlemis olması lazım? 

cevap: valla bizim ceza hukukumuzda terör suçları işleyenler ve adi suçlar bu cezayı alır. cinayet, tecavüz, cinayete teşebbus filan...

habere devam edelim:

Yeni yönetmelikte, “Açık kurumda cezası infaz edilmekte iken ilk kez firar edip yakalanan ve hücreye koyma disiplin cezası verilmek suretiyle kapalı kuruma iade edilen hükümlüler, disiplin cezasının kaldırılmasından itibaren Yönetmelikte aranan diğer şartlara uyduğu ve bir daha firar etmeyeceği değerlendirildiği takdirde açık kuruma ayrılabilir.

bilgi geldikçe dehşet katsayım yükseliyor sürekli bıçaklanan 11 kişiyi düşünüyorum. yani 11 kişiyi bıçaklayan firari mahkum muhtemelen bu son yönetmelikle kapalıdan açığa geçirilmiş mahkumlardan biri. Kozyatağinda aksam saati işten eve dönerken kasaba uğrayayım bi kıyma bi et bişey alayım diyorsun.   

Deme! 

aç internetten siparişini ver kapına getirsinler; sen sokağa filan çıkma! 

çıkarım: bilgi kötüdür! her bilgi sindirilmez! fazla düşünme!  Robert Walser abimizin de dediği gibi düşüneni sevmezler maazallah dengeni şaşırırsın kafayı yersin. Kafayı yeme aç twitterini bilgiyi löp löp götür! 

7 Eylül 2019 Cumartesi

Tarihe not! Cesaret bulaşıcıdır.


Tam da Kaftancıoğlu'na 9 sene hapis cezası yapıştırıldığı gün... 

2 Eylül 2019 Pazartesi

Sone 36

“[ 36 ]

Keep your eyes open when you kiss: do: when
You kiss. All silly time else, close them to;
Unsleeping, I implore you (dear) pursue
In darkness me, as I do you again
Instantly we part . . only me both then
And when your fingers fall, let there be two
Only, ‘in that dream-kingdom’: I would have you
Me alone recognize your citizen.

Before who wanted eyes, making love, so?
I do now. However we are driven and hide,
What state we keep all other states condemn,
We see ourselves, we watch the solemn glow
Of empty courts we kiss in . . Open wide!
You do, you do, and I look into them.”

Alıntı Şuradan: John, Berryman. “Berryman’s Sonnets.” Farrar, Straus and Giroux, 2014-10-21.