13 Nisan 2017 Perşembe

gördüğüm en güzel suluboya resimler bunlar olabilir!




Elicia Edijanto Endonezyalı bir ressam ablamız. kendisi sadece siyah beyaz arası tonları kullanarak sulu boya yapıyor;  Ben ki sulu boyadan pek haz etmem bu resimlere hayran kaldım.
“My subject are often children and animal because they are honest, sincere, unprejudiced and unpretentious,”
demiş bir röportajında. 







web sitesinde gerisi mevcut her biri birbirinden şükela...

6 yorum:

mabelard dedi ki...

Lisede sadece mavi ve mavinin tonlarını kullanarak yaptığım bir tabloyu anımsadım. Ödev verilmişti. Tablo bittiğinde yaptığım resim sınıftaki öğrencilere "bakın işte böyle olmalı" modunda gösterilmişti. Sonra pastel boya ile "pinokyo" çizmiştik. Öğretmen o resme el koymuştu. Resim sessiz düşünen görsel bir şiirdir. Ahmet hamdi Tanpınar bir sohbetinde Edip Cansever'e iyi şiir yazmak için şairin resim bilgisinin de olması gerektiğini söylemiş. Bu resimleri çok beğendiğimi ifade etmeliyim.

drifter dedi ki...

resme kabiliyeti olan insanlara hep imrenmişimdir; bu blogu takip edenler biliyor her fırsatta söylüyorum; 'safe space' diye tabir edilen yer var ya; gözlerinizi kapatın ve kendinizi en güvende, huzurlu hissettiğiniz dış dünyadan kopabileceğiniz bir yer hayal edin derler ya... işte o yer benim için müze... çok samimiyim. tek fantazim gece müzede kapalı kalmak mümkünse pazar akşamından (hani pazartesi de kapalı oluyor ya o bakımdan)...

mabelard dedi ki...

Hımmm. Biraz tehlikeli bir düş ama denemeye değer. "İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar."

Geçmişte izlediğim bir film vardı. İsmini anımsayamadım şimdi ama konusu müze soygunuydu. Etkileyiciydi. Öyle bir filmde küçükte olsa rol verilmesini isterdim. Fakat müzeden gizlice içeri girdiğimizde ne görelim. Aman tanrım, bu hiç hesap edilmedik bir durum. En değerli Van Gogh tablosunun önünde dünyadan kopmuş gibi duran genç bir kadın var :)

drifter dedi ki...

hah o biçim niyazi oldum desenize; sağ bırakacaklarını sanmam hırsızların o noktada :)))

mabelard dedi ki...

Pesimist olmayalım lütfen. Senarist farklı düşünüyor olabilir. Soygunun lideri planlarını bozan genç kadına soyguna katılmasını önerebilir, onu Tanrı'dan kendisine gönderilmiş bir işaret olarak algılayıp o anda tövbekâr olabilir. Hatta yıldırım aşkına bile tutulabilir filan. Film bu :))) Her şey olabilir.

drifter dedi ki...

starry night’i alırım ama! diye kabul eder kadın soyguna katılma önerisini sonunda butun çeteyi öldürüp resimlere konar!
o zaman filmin bi gideri olur bence ;))