30 Nisan 2015 Perşembe

dün dünya dans günüymüş ne saçma değil mi?


11 yorum:

la petite mort dedi ki...

el bloglarında alkole yapılan zamlara dem vurmakla olmuyor. fıt fıt gezi yazısı paylaşanlar floransa şöyle rotterdam böyle diyenler duty freede single maltları alıp eşe dosta eş dost olmayan bloggerlara getirseler ülke cennete dönüşür.

drifter dedi ki...

O da hep single maltlıktan işte kusura bakmıycan artık...
Hem miras yediyim ben, bi ara ölmüştüm kendi mirasımı yiyorum, annarsın sen bu işlerden...
Ayrıca
El mi olduk şimdi?
Son olarak,
Duty free den anca iki şişe çekebiliyosun ama söz şampiyon olun şampiyonluk taliskeri benden olsun...

la petite mort dedi ki...

el benim yahu. yabancı değil. another single mal in the wall...
talisker konusunda sana güvenirim ama şampiyonluk konusunda beşiktaşa güvenmem. dersen ki şampiyondan bağımsız taliskerin benden o zaman mirasyediliğine ikna olurum.

drifter dedi ki...

ahaahahah!
bir küçük ölümsün ilahi!!!
dur burda çok dans ettik pist yoruldu biraz da el bloglarında dans edeyim cevaben..

la petite mort dedi ki...

blogum kirleniyor, facebook duvarına döndürme demenin kibar yolu dans pisti alegorisi.

ps. bir o kadar alıngan ve kindar birileri daha var

drifter dedi ki...

hiii kinci değil kindarr! bi de fesaaat!!! (daha pis huyluymuşsun vayy be!!) ne alakası var bi yerden sonra uma törmınla con travolta'nın dans figürleri sinirimi bozmaya başladıydı ondan dediydim 'sana geliyim ben' diye...
bir de insan kendi bloguna yorum bırakırken robot olmadığını sürekli kanıtlamak zorunda bırakılır mı? yuhhh diyorum blogger blogspot! en son 4 sulu yemek, 2 kızartmanın arasından biftekli olanı seçtirdi...
yoksa ben zati yapmışım yapcaam kadar kendi bloguma feysbuk muamelesi...pehheeyyy!(akp reklamındaki kamyoncu nidasıyla okuyunuz!)

la petite mort dedi ki...

bu da teknolojinin çelişkisi işte bir yandan robotlaştırırken bir yandan da insan tarafını kaybetmemeye çalışıyor. oysa belki ayar falan vardır kimse robotluğunu kanıtlamak zorunda kalmaz. sosyal mesajımı da verdim.
sen buyur gel bana tabi her daim, gelmeden haber vermene dahi luzum yok. yorum denetlemesi var bende müsait değilsem açmam zaten kapıyı. elinde single malt ile gelen kimseyi geri çevireceğimi sanmamam da cabası.

kindar fesat ve menfaatçi...

drifter dedi ki...

o yorum denetlemesi eskiden bende de vardı; default olarak varmış zaten o. sonra bir blogdostum uyardı kaldırdık; ama blogspot illa bişey koycak şimdi de robot şeysini çıkardı.

sen neyi denetliyosun acaba çok merak ettim? küfür falan mı ediyorlar? hangi yorumları geri çeviriyosun mesela?

bu arada valla çok üzüldüm bold pilot'a; senin yazını okuyup yarışı da seyrettikten sonra (ki hayatımda ilk defa bir koşuyu baştan sona seyrettim; gerçekten efsane bir koşu olmuş) bir kaç yerde daha denk geldim. mekanı cennet olsun kıymetli bir hayvancağızmış demekki. buradan da ganyan camiasına nezdinde taziyelerimi iletmiş olayım.

la petite mort dedi ki...

pek bir şeyleri reddetmiyorum denetimde. bazen şahsi ve yayınlanması istenmeyen şeyler geliyor onları kaldırıyorum. bir nevi karşılıklı mahrem alan. yoksa kim bana neden küfür etsin. hem denetlenmeyi bekleyen yorum heyecanı keyifli bi şey.
bold pilot konusunda benim yazıma geleydin ya, bir koşuyu daha izler bir kahvemi içerdin. bu konu burada konuşulmaz. atçılık yorumlaşmalardan fazlasıdır. bir gün veliefendide denk gelme ihtimalidir.

drifter dedi ki...

şimdi 'şahsi ve yayımlanmasını istenmeyen mahrem' şeyleri hangi blogger yorum diye gönderiyor onu da çok merak ettim ama böyle düşününce yorum olarak küfür eden blogger tiplemesi daha bi normal geldi :))
çok şükür nezih bir kitleye hitap ediyorum; aralarında robot mobot da kaynıyor ama olsun.

atçılık konusunda gelince, yooo işin içine hayvan girince yarışın hiç bir türlüsüne yokum ben...gözüm çıkar ağlamaktan benim; o hayvancağızları hormonlu dopingli filan yediriyorlar ööyle koşsunlar diye...duyuyorum ben bunları; ganyan benim için radyoda futbol geyiği arasında 'şimdi kısa bir süre için koşuya bağlanıyoruz bilmem kaçıncı ayak' anonsundan ibaret; öyle de kalsın. Uğrarım bi ara ayıbettin :)

la petite mort dedi ki...

şimdi şöyle ki daha önce blogumda mail adresi yazmıyordu. yorum harici direkt maille iletişime geçmek için mail adresi vermek gibi şahşi şeylerden bahsediyorum. sonra mail adresini yazmayı akıl ettim de buna pek ihtiyaç kalmadı. yoksa kimsenin çıplak fotoğrafını gönderdiği yok.
ben hiçbir aktivist hayvanseverin atları atçılık camiasının içindeki birisinden daha çok sevebileceğini sanmıyorum. doping ıvır zıvır doğruluk payı olan bir hikaye ama buna burger king'te hamburger yenen bir dünyada mevzu bahis yapmak nasıl denir lümpen bir tavır. konuyla ilgili epeyce konuşabilirim fakat konuya ilişkin görüşlerim biraz tepki toplar cinsten.