BELKİ BRAQUE' LA SÖYLERDİK...
Kar uyuduğu zaman çağırır köpeklerini gece.
Meyveler , öylesine uzak tutuyorsunuz ki kendinizi ağacınızdan, yansınız gibi göğün yıldızları.
Yolumuzu şaşırıyoruz, önümüzde sabırsızlanan düz çizgi, üzerinde yürüdüğümüz toprak olduğu zaman. Fit oluyoruz değersiz bir mutluluğa.
Tekrar düşmeyen dalgaların tadı.
Geçmişine geri gönderirler denizi.
Okun tüylerinde oturur kan, ucunda değil. Çünkü yay böyle olsun istemiştir.
iki evi var fırtınanın. Biri kısa bir yer kaplar ufukta, bir tam insan yeter ancak ötekini kapsamaya.
Erkenleri acı çeker çiy. Boy ölçüşür gecenin yeraltı gömüsüyle, gündüzün sertliğiyle , sürekli gürültüsüyle çeşmelerin sabah erkenden.
İmgeleminin ısırıklarıyla kaplıydı bu adam. Ancak eski yaralarda kanar düşsel olan.
Patikada atlama tahtasında sona eren bir yoldur sanat, ama bizim olan bir tarlada.