18 Temmuz 2015 Cumartesi

11 Temmuz 2015 Cumartesi

zamanda sıçramalar yaşayan drifter iç karadeniz'de kayıp #2

mühim bir yere gidiyorum, buralara kadar gelmişken gitmemek olmaz çünkü...

     
    yağmur yağdı yağacak; o görünen almus barajı;


     bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum.

   
    bu 's' çizen de Niksar çayının bir kolu...


    ve o muhteşem kuşburnu marmeladının yapıldığı kuşburnu çiçeği buymuş...

işte bu yoldan gidiliyor o köye...
çok hüzünlü topraklar buralar; adım atar atmaz hissediyor insan... adını değiştirsen de toprağın üstüne sinmiş bi kere...

Deniz Gezmişlerin kesinleşen idam kararını öğrenince bişey yapmak gerek diye yola çıkan Mahir Çayan ve devrimci arkadaşlarının 13 gün saklandıktan sonra ihbar üzerine Jandarma tarafından tespit edildikleri ve kurşun yağmuruna tutuldukları o evin altındaki samanlığı arıyorum Ataköy'de... ya da hepizimizin bildiği adıyla Kızıldere Köyünde... tam 43 sene geçmiş kanlı olayın üstünden ama sanki bir hafta önce olmuş gibi evin her yerinde kurşun delikleri...



                            işte sadece Ertuğrul Kürkçü'nün sağ kurtulduğu ve geri kalan herkesin öldürüldüğü                             o ev, bu ev... ve eğer buralara yolunuz düşerse fotoğrafta görünüyor, evin önünde                               oturan amcayı yine orada otururken bulursanız; olup biteni ilk ağızdan                                               dinleyebilirsiniz. Ben dinledim; ama anlatasım gelmiyor içimden....


   https://www.youtube.com/watch?v=40P3qaRy6Rk

22 Haziran 2015 Pazartesi

zamanda sıçramalar yaşayan drifter iç karadeniz'de kayıp! #1

vay arkadaş!
3,5 milyon yıl diyor rehber. aklıma mukayyet olayım. ok-kadar çok dokunmak istiyorum ki; ama her bir dokunuş 15 yıl çalıyor sarkıtlardan...keşke çocuk olsam, o zaman varoluşta 15 yıllık zamanın ehemmiyetine varamayabilir ve çaktırmadan dokunurdum illaki.



Ballıca Mağarası'ındayım. ya da eski adıyla "in deresi"
büyülenmemek elde değil. en ihtişamlı sanat eserinden bile daha etkileyici inanın. girer girmez diyorum ki;
daha önce böylesini görmemiştim.
nutkum tutuluyor.
ama
nefes alıyorum deriin deriiin.
çünkü atmosferdeki oranın yaklaşık dört katı saf oksijen içeriyormuş içerideki hava...
haftada bir astım ve koah hastalarını getiriyorlar buraya.


rehber ve ekipten biraz geride kalıyorum herşey çok halüsinatif herşey çok saykodelik; sarkıt ve dikitlerin baktıkça değişen şekillerini izlemeye doyamıyor insan herşey bir an birşeye benziyor; ama sadece bir an ve sonra değişiyor ışıkla.. hareketle...


sarkıt duvarların üzerindeki siyahlıklar mağara sakinlerinin eseri yani cüce yarasa kolonisinin; rehber burada temizlik şirketi gibi çalışıyorlar diyor. içerideki sinek ve böcekleri barındırmıyorlar her akşam hava karardıktan sonra sekiz gibi mesela dışarıya çıkıyorlar ve içeri girerken yarattıkları hava sirkülasyonuyla mağara ziyaretçilerinin gün boyu yarattığı hava kirliliğini dışarı atıp temiz havayı içeride tutuyorlar.

belki biliyorsunzdur mağaralar oluşumları bakımından iki tiptir; volkanik mağaralar ve erime mağaraları...

ballıca bir erime mağarası; kireç taşı erimesiyle oluşmuş; yani bütün bu muhteşem yapının müsebbibi su.


mağarada nem oranı %55'in üzerinde her daim.

ve bunlar da mağaraya ismini veren bal taşlar

                permo triyas  mermerleri (yapısında %80'den fazla kalsiyum karbonat içeriyormuş.)


mağarada bir kaç farklı renkte taş oluşumu görmek mümkün
kırmızılar; demir minerallerinin eseri
mavi ve yeşil taşlar bakır azurit

bu arada söylemeyi unuttum burası dünyanın en büyük mağaralarından biri 5 kattan ve sekiz salondan oluşuyor ama heniz açılmamış salonları var onlar yarasa odaları. Tamı tamına ne kadar bilmiyoruz ama 685 metresi ziyarete açık ve tavanın en yüksek olduğu yer 15 m yüksekliğinde.çok acayip değil mi?
yürü yürü bitmiyor.
yarasalardan korkmasam bütün gece burada kalasım var.
girişteki havuzlu salonda insanların yaşamış olduğuna dair bulgular varmış; rehber anlattı ama fotoğraf makinesinin iyi netice vermesi için ayar yapmakla meşguldüm kaçırdım.

1992'de keşfedilmiş çok geç değil mi?




                                      neyse işte geç meç bulunmuş ya! çok muhteşem bir yer
                                               tokat ilimizin pazar ilçesinde!!!
                                                          gidin görün.
                                              valla bak dua edersiniz bana....