Atento!
gökyüzünün altında gevşemiş onun bunun üzerine kafa yorup duruyor. Emeğin doğasını düşünüyor. Avareliğin doğasını ve göğün kendisini. Kocaman dalga dalga bulutlar yere o kadar yakın duruyorlar ki, insanın kement atıp birini tutası geliyor.- ister başının altına yastık yap ister midene indir. Bir tabak bol sulu fasülyeyi kocaman bir parça bulut etiyle götür, sonra da biraz kestirmek üzere uzan. Ne hayat ama! (hayalperestler- Patti Smith)
12 Ocak 2019 Cumartesi
11 Ocak 2019 Cuma
Düşünce
D H Lawrence'ın 'Düşünce' adlı şiirinde şöyle bir dize varmış. John Berger 'bi fotoğrafı anlamak' kitabında alıntılamış.
"düşünce yaşamın yüzüne gözünü dikmiş;
yüzünden okunabilen ne varsa onu okuyor."
fotoğrafçının deklanşöre basmadan önceki anda gördüğü şey hakkında düşünüyor olduğunu hissettiğiniz fotoğraflar görmüşsünüzdür. O fotoğraflar sizi de düşündürtmüştür üstelik sadece yaşamın yüzünden okunanı değil, okunmayan başka pek çok şeyi.
yine de ben fotoğrafçının ne düşündüğünü fazla açık ettiği fotoğraflardan çok kaçamak düşündüğü, düşündüğünün bile farkında olmadığı düşüncelerinin yansıdığı fotoğraflara da çok bayılıyorum galiba.
mesela Sebastião Salgado onca sanat eseri fotoğrafının içinde şu fotoğraf ilgimi çekmişti.
sebebi postumuza gelecek olursak; Antisosyalist's blog geri dönmüş çok sevindim, şu adreste...
http://asosyalsosyalist.tumblr.com/
mesela Danny Lyon'un çektiği bu Bob Dylan fotoğrafını koymuş .
freeze time right now ! dedikleri türden bir sahne. Herkes bi alemde ve herşey fotoğrafta.
"düşünce yaşamın yüzüne gözünü dikmiş;
yüzünden okunabilen ne varsa onu okuyor."
fotoğrafçının deklanşöre basmadan önceki anda gördüğü şey hakkında düşünüyor olduğunu hissettiğiniz fotoğraflar görmüşsünüzdür. O fotoğraflar sizi de düşündürtmüştür üstelik sadece yaşamın yüzünden okunanı değil, okunmayan başka pek çok şeyi.
yine de ben fotoğrafçının ne düşündüğünü fazla açık ettiği fotoğraflardan çok kaçamak düşündüğü, düşündüğünün bile farkında olmadığı düşüncelerinin yansıdığı fotoğraflara da çok bayılıyorum galiba.
mesela Sebastião Salgado onca sanat eseri fotoğrafının içinde şu fotoğraf ilgimi çekmişti.
görür görmez vurulduğu bu kadına yazdığı şiir gibi bu fotoğraf.
sonra meşhur Diane Arbus'un şu fotoğrafı
Arbus burada ne düşünüyor?
Kürklü kadının başrol olduğu bir polisiye film çekmeyi mi? Dışarıya dalmış genç adamı mı? Yoksa
'you
New Yok
why
today?'
yazmayı mı?
sebebi postumuza gelecek olursak; Antisosyalist's blog geri dönmüş çok sevindim, şu adreste...
http://asosyalsosyalist.tumblr.com/
mesela Danny Lyon'un çektiği bu Bob Dylan fotoğrafını koymuş .
freeze time right now ! dedikleri türden bir sahne. Herkes bi alemde ve herşey fotoğrafta.
Etiketler:
asosyalist's blog,
bob dylan,
D H Lawrence,
Danny Lyon,
Diane Arbus,
john berger
6 Ocak 2019 Pazar
yılın ilk güzel parçası ve pazar modları
yeni yıl için çok süper kararlar aldınız ve uygulamaya başladınız mı arkadaşlar?
çayı şekersiz içcem, facebook'da layklamayı kescem, saçımı kestircem, çince öğrencem, yogaya yazılcam, pazarları koşuya çıkcam filan gibi...
iyi.
bu yılbaşında garip bi aydınlanma yaşadım (yarı-otistik filanım belki de) yeni yıla istediğin zaman girebiliyorsun aslında. Mesela ben bu yıl bi girdim sonra çıktım bi' iki saat sonra tekrar girdim filan. Sonra bi baktım yine çıkmışım. Şimdi diyorum ki ben aslında oluyosa mesela yeni yıla mart sonu filan gibi gireyim.
çünkü hava çok soğuk şimdi. o zamana kadar rölanti, koltukta uzanır acık dizi seyerderim, roman okurum, sigaraya başlarım mesela yeniden , mart sonu gibi bırakıcağım için...
şeyi yazcaktım; havai fişek hadisesini.
oldum olası ışıklı, ateşli, yıldızlı görüntüleri seyretmeyi sevmişimdir. Havai fişek seyretmeye de bayılırdım. Komşular bir gün öncesinden haber verdiler (Kosovalı komsularım var üç küçük çocukları var en küçüğü bayağı şımartılmış bi oğlan;komik bi tip. Arada görüyorum -üç kere filan gördüm- oyunu bırakıp tuvalete gitmeye üşendiğinden bahçelerinin köşesine işeyip oyuna geri dönüyor. annesi fark etse kıyamet kopacak.) Yılbaşı gecesi bahçede çocuklar için havai fişek çatapat filan patlatıcaz senin bahçede tutuşacak bişey varsa kaldır dediler. (Burada bahçeler evler gibi bitişik nizam o sebeple izin gibi değil de haber baabında) Allaaah dedim "ben de! ben de!". "Aaa tabi buyur gel ne demek memnuniyetle" dediler.
Böylece hayatımda ilk defa havai fişek attım. Berbat bir his. Bi kere çok gürültülü, ayrıca hemen hepsi de iyi patlamıyor. sonrası pislik ve kesif kokulu geniz yakıcı duman. Kuşlara da çok zararlıymış (gerçi ertesi sabah kuşlara baktım pek travma atlatıyorlarmış filan gibi görünmüyorlardı, aynen uçmaya konmaya ötmeye devam.)
Bu kadar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)