gökyüzünün altında gevşemiş onun bunun üzerine kafa yorup duruyor. Emeğin doğasını düşünüyor. Avareliğin doğasını ve göğün kendisini. Kocaman dalga dalga bulutlar yere o kadar yakın duruyorlar ki, insanın kement atıp birini tutası geliyor.- ister başının altına yastık yap ister midene indir. Bir tabak bol sulu fasülyeyi kocaman bir parça bulut etiyle götür, sonra da biraz kestirmek üzere uzan. Ne hayat ama! (hayalperestler- Patti Smith)
Videoyu dün akşam çektim; taze yani! (rüzgar sesi biraz hışırtı yapmış gerçi... ama idare edicez artık)
bu arada...
Barselona’da sokakta çalıp söylemek icin baya baya seçmelere katılıp kazanmak gerekiyormuş. Sonra kurra çekiyorsun; mekan ve zaman için. Kafaya göre bi köşe kapmak yok yani.
Valla deniz-güneşe doyulmuyor! Barcelona 90’larin Turkiyesi gibi. Medeni! şen şakrak! her bakımdan cennet izlenimi veriyor. ( bu arada insan iç çekiyor neydik ne olduk diye.) Amma! aynı zamanda aklı bir karış havada (burada da halkı bağımsızlık davasına uyutuyorlar), vurgunculuğa müsait, bağımsızlık derken faşizmin ayak seslerini duyamayacak kadar kavak yelleri kafasında bir Barcelona. Gelecekten geliyorum, bu saadet çok uzun sürmez görünüyor. Ama Katalanlara (kadın, erkek, çocuk) hayranım. Gerçekten tatlı, kaliteli insanlar. (Izmirlilere benziyorlar biraz -90 ve öncesinin izmirlilerine ;b
Kendimi halk plajından ve deniz mahsülleri tapaslarından alabilirsem bu hafta; belki bir iki bina görür; mimaride art nouveau akımını yerinde idrak ederim; şu 'deli midir nedir’ diye arkasından konuşulan dahi Gaudi’yi iyice bi anlamaya çalışırım diyorum.
Bu arada o kadar da boş gezmiyorum. Gittim, çok kral bir retrospektif sergi gezdim.
Lita Cabellut.
Hala hayatta olan en beğendiğim ressamlardan biri. Ressam; şair vs. vs. Tam manasıyla sanatçı işte.
size de kıyağım olsun serginin 7 dakikalık videosu mevcut.
drifter proudly presents!
Enteresan bir kadın; özel bir hikayesi var.
1961’de küçük bir Aragon kasabasında -aslında çingene köyü diyebiliriz- doğmuş. 12 yaşına kadar Barcelona’da sokakta yaşamış, dilenmiş orda burda... sonra hali vakti yerinde bir Katalan aile tarafından evlat ediniliyor ve şansı dönüyor. Madrid’deki Prado Muzesine götürmüşler; orada Goya’yi görmüş vurulmuş.
Yetenegini fark etmişler ve sanat okuluna göndermişler. Böyle de insanlar var dünyada işte.
şimdi Hollanda’da yaşıyor. Büyük ölçekli portrelerde geleneksel fresk tekniği ile modern yağlı boya tekniğini kendine has biçimde - taklit edilemez şekilde- birleştirdiğini söylüyorlar sanat eleştirmenleri. Ben baktığımda gerçekten söyleyecek sözü olan biri yapmış bu resimleri diyebiliyorum.
size bir şiirini çevireyim: ('statement’ başlıklı)
Eğer fırça darbelerim konuşamasaydı;
gördüğümde bir perspektif yakalayabilmek icin
ayaklarım ileri veya geri bir adım bile atamasaydı
Eğer kafamda, çelişki ve şüphe hüküm sürüyor olmasaydı
Geldiğimden beri havai fişek patlatıyorlar. Ne ola ki dedim? En kısa geceleri kutluyorlarmış. Sokak aralarında, parklarda, teraslarda, plajda... havai fişekler, çatapatlar, kız kaçıranlar (gerçi kızların kaçtığı filan yok ya) vur patlasın, çal patlasın...
Biliyorsunuz böyle şeyleri öğrenmeye meraklıyım; historical background’u nedir filan... Onun için önüme gelene soruyorum haliyle. Bunlar da bizim gibi parti olsun da bağını sorma kafasındalar. Ama yok illa öğrenecem. Barselonalı arkadaşım Lynn’e soruyorum. O bilir böyle şeyleri o da çok meraklı.
23 -24 Haziran en uzun gün; en kısa geceler...
Güneşin dünyaya bahşettiği enerjinin en fazla olduğu günler. Güneş verimliliği sembolize ediyor. Verimliliğini arttırmak ona biraz daha güç vermek icin insanlar da ateş yakıyorlar.
şimdiyse ; modern zamanların icadı havai fişek...
Sant Joan’in uç sembolu var: ateş, su ve otlar.
ateş saflığı sembolize ediyor; onun için ateş yakıyorlar etrafına geçiyorlar seyrediyorlar arınıyorlar: su iyileşmeyi bu yüzden gece denize girip yıkanıyorlar; yaralar filan iyileşiyormuş ve son olarak otlar şifayı sembolize ediyor: rivayet o ki o iki gece yenen otlar şifa açısından 100 kat daha etkiliymiş.
Geç bunları...
Bu tarihlerde barcelona’da olacaksanız şanslısınız sabaha kadar çılgın partiler var. Bunu bilin yeter bence!