9 Ekim 2014 Perşembe

Drifter's Pick! Internet's own Boy the story of AARON SWARTZ

O kendini astığı sıralarda ben Türkcell'de iphonuma yeni koruyucu bant taktırıyordum. öğle saatleriydi 11 ocak 2013; kızcağız insanüstü bir özenle bandı telefonun ön yüzüne hatasız ve bir seferde yapıştırmaya çalışırken; telefona kasko yaptırmak ister miyim diye sormuştu. Nedenini hiç bilmiyorum ama o gün telefonuma kasko yaptırasım gelmişti. Geçenlerde telefonumun ekran ışığında bir tuhaflık farkedince aklıma kasko yaptırdığım geldi ve kaskonun hala geçerli olup olmadığını anlamak için poliçeye baktım. 11.ocak 2013 Aaron Swartz'ın 26 yaşında kendini astığı gün...


bazı insanlar ne tuhaf pek çoğumuzun bir ömür adasak yapamayacağımız işleri böyle yirmi yılda filan becerip sonra da eyvallah diyip gidiveriyorlar bu acınası dünyadan.

neyse bu film izlenmeli arkadaşlar;
internette var. search engine'de harcayacağınız bir kaç dakikaya bakar;
Aaron Swartz blogger camiasından vefa bekler!
filmin adı;
internet's own boy.
Filmi korsan film sitelerinden online izleyin aaron swartz ın ruhu şaadolsun.


Trailer'ı burada;


http://vimeo.com/ondemand/internetsownboy/94238859

sonra da
www.aaronsw.com 'da Raw Thought adlı bloğuna göz atmak isteyenler olur belki.
özellikle Raw Nerve başlıklı 7 yazılık seri tavsiye edilir.
Hacker la internet aktivist arasındaki felsefi farkı anlamak için...
Not; bloğuna bakınca hiç de öyle kendini asacakmış gibi durmuyor ama...
Yoksa acaba...neyse ben bişey demiyeyim artık.

Yeni 'Blog kış dönemi' hayırlara vesile...

yeni yayın dönemine biraz gecikmeli fakat şahane bi parçayla iştirak edeyim de sonra önemli bir belgesel filmden bahsetcem...

In The Shade by Moullinex & Best Youth from Tiago Ribeiro // BOLD CS on Vimeo.
http://youtu.be/u7XzzXGAGhY




16 Eylül 2014 Salı

Günün şarkısı arkadaşlar; chelsea fm acid pauli kafası


Ya da burada

http://youtu.be/A9XmeybogfQ

Leonard cohen arada şunları diyor;

"I have no program, I have no five-year plan. … It doesn’t mean that you shouldn’t have one! I just 
move from hotel to hotel, and from bar to bar, and by the grace of the One above occasionally a song comes, and I remember sitting at this particularly obnoxious Polynesian restaurant where they served a kind of coconut drink that was particularly lethal and sinister which contained no alcohol but a certain chemical that demoralized you entirely. And I remember writing on one of their very badly designed napkins, “I remember you well at the Chelsea Hotel…” 

I remember you well adlı parçanın sözlerini ve aslında parçanın adandığı şarkıcının janis joplin olduğuna dair tevatürü şu linkten okuyabilirsiniz;
http://www.leonardcohen-prologues.com/chelsea_hotel.htm