12 Aralık 2012 Çarşamba

35 yıl önce bugün...

"Olur mu, Metin Olur mu? üzüntümüzü nasıl unuturuz başka türlü? Hem ben engin ruhluyumdur, şair tabiyatlıyımdır. Kaptırdım mı kendimi tutamam artık Sen beni rahmetli..." Birden şaşırdı fakat üç masaya sığmayan mezelere saldırmaya başladı bile... Kimin rahmetli olduğunu sormak bile aklına gelmedi... Ah rahmetli; ne kadar haklıydın, kimse kimseyi dinlemiyor dediğin zaman.
(Tutunamayanlar)

35 yıl önce bugün rahmet*li olan Oğuz Atay'ı anarken, gani gani...


* tdk'ya göre:
rahmet 

isim Arapça ra§met
1. isim Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme
"Allah rahmet eylesin."
2. Yağmur
"Kubbedeki açıktan rahmet yağar, güneş vurur." - A. H. Tanpınar

rahmetli olmak 
ölmek


'

gecenin parçası


duyularımın dış gerçekliği kaydettiğini, buna karşılık itkilerimin hiç bir zaman duygularıma ulaşamadıklarını şaşkınlıkla keşfettim. Kapalı bir odada yaşıyordu duygularım ve ben, verilen talimata uygun olarak ve hep önceden tasarlayarak onlardan yararlanabiliyordum. Kendi gerçekliğim öylesine derinden bölünmüştü ki, onun farkına bile varamıyordum.

duyguların anılarıyla varoluyordum. Onları yeniden üretmeyi oldukça iyi bilsem de kendiliğinden ifade edemiyordum; yaşadığım sezgilsel deneyimle onun duygusal ifade edilişi arasında, bir mikrosaniye de olsa hep bir zaman farkı vardı...
(Ingmar Bergman)