10 Kasım 2012 Cumartesi

Kavafis de tokat gibi çarpıyor yüzümüze bu gece Leyla Erbil gibi, ve yüzümüz adam oluyor...


korku kuşku içinde ,
aklımız karışık,
bakışlarımız şaşkın,
bir çıkış yolu bulmaya çabalıyoruz
kendimizi korumak için bizi tehdit eden 
o korkunç tehlikeden. 
ama yanılıyormuşuz,
böyle bir tehlike yokmuş bizi bekleyen;
doğru değilmiş bize gelen haberler
(ya iyi duymamışız, ya da yanlış anlamışız).
Birden, hiç beklemediğimiz bir başka felaket
hiç acımasızca çullandı üstümüze
ve hazırlıksız yakaladığı için de 
sürükleyip götürüyor bizi katıp önüne.

(Kavafis - Cevat Çapan çevirisiyle)

intense photography diye bişey var ve bu kadın...








    diana kunst bunun en iyi örneklerini veriyor...
anlatıp duruyorsun önemsiz küçük hayatını, asıl anlatmak istediğin bunlar mı,,,çocukluğundan bu yana ucu bucağı bilinmeyen bir sökük,,, her vakit geliyor sana bu zorba bilinç,,, duvar figürlerinin ilkel gölgeleri,,, o saklı şeyi o güne değinbilincin sakladığı fora edebilecek misin,,,dayanamadığın şeyi,,, nedir o şey,,, bilemediğin,,, aradığın hep,,,bir gemide olsaydın şu an,,, güvertede rüzgara karşı giden bir geminin güvertesinde denizcilerin tutkulu kaba şarkısı rüzgara karışsaydı,,, ahh açık denizler sonsuzca,,,"gözyaşlarımla kabarıyor okyanus" tuzlu su sağanağıyla yıkanan yüzün gökyüzüne dönük yıldızlarla konuşarak birden at-saydın fışırdayan sulara kendini pervanenin çevresinde köpüren beyaz maviliğe,,, yapamazsın. (Leyla Erbil- Kalan)