7 Ağustos 2012 Salı

alın-tı #7

"...."Bu önce bir hazırlık çalışmasıydı." diye yazıyor Rimbaud. Suskunlukları, geceleri yazıyordum, dile getirilemez olanı kağıda döküyordum. Baş dönmelerini saptıyordum."
işte böyle kitap bir daha beni bırakmadı.
"yaz şafağını öptüm."
"Sarayların cephesinde henüz hiç bir kıpırtı yoktu. Ölüydü su. Gölge alanları koru yolundan ayrılmıyordu..." bu böyle sürüp, gidiyor aynı etkiyi asla tekrarlamıyor. Tükenmez. Kaynak. Hazine.
...

Cehennem'de Bir Mevsim'in kaleme alındığı o sırada en ünlü şiirlerinden birini belirgin biçimde düzeltip yeniden yazdı:

Yeniden bulundu.
Ne? Sonsuzluk.
Güneşe karışmış.
Deniz.

Sonsuz Ruhum
Boyun eğ isteğine
Yalnız geceye karşın
Ve yanan güne.

Bundan önce şöyle yazılmış: "Güneşe uyan deniz." ki bu, hiç de aynı şey değil. Yine: "Nöbetçi ruh/ itirafını mırıldanalım/Bomboş gecenin/Ve yanan günün."  Bunu da Sonsuz ruhum/Boyun eğ isteğine/ Yalnız geceye karşın/ve yanan güne " ile hiç ilgisi yok.

Yarınlar yoktur artık,
Atlasın korlar,
Arzunuz
Göreviniz.

Ayrıntıların bu olağanüstü yer değiştirmesini anlamayan asla bir şey anlamayacaktır."

(Stüdyo - P. Sollers)

alın-tı #6

"...Müzik, öyle işte, sanki içinde bir orkestra varmış gibi. Yine Rimbaud: "Düşüncemin doğuşuna tanık oluyorum; ona bakıyorum, onu dinliyorum; bir yay tınlatıyorum: Senfoni derinlerde kıpırdanıyor, ya da bir sıçrayışta sahneye çıkıyor." Bu kadar basit.
...
Bir kez daha Louis Armstrong'un ve grubu Hot Five'ın 23 Haziran 1926'da Şikago'da kaydedilen King of the Zulus'unu sonra da Thelonious Monk'un 15 Kasım 1971'de Londra'daki Chappels Stüdyolarında kaydedilen Misterioso veya Criss Cross'unu dinleyelim." (Stüdyo- P. Sollers)

Buyrun dinleyelim;






                                          (gerçi bu o söylediği kayıt değil , bir kaç yıl önce kaydedilmiş)







alın-tı # 5

Eski bir Fransız deyimi vardır: "Geceye delik açmak." "Kimsenin haberi olmadan tüymek" anlamına gelir.
Bir de "aya delik açmak" deyimi var. O da usulca kaçmak, borçlarını ödemeden sıvışmak, son anda tüymek, ekmek." anlamına gelir.
Ekmeyi öğrenin.
(Stüdyo-Philippe Sollers)