1 Ekim 2018 Pazartesi

Rüya Şarkıları/ Berryman



öncelikle hemen düzeltiyoruz Dream Songs toplamda 385 şiirden oluşuyormuş toplam iki cilt; biri '77 Dream Songs' (1964) başlıklı diğeri 'His Toy His Deram His Rest' (1968)

Arkadaşlar ne Dream Songs ne John Berryman çevrilemez. Çevrilse de bişeye benzemez. Benzer de yazdığına benzemez. Çünkü yazdığı dilin grameri yok. Kimi zaman güneyli ağzıyla kimi zaman iki çocuk konuşur; hatta küfürleşir gibi, kimi zaman ağır zenci aksanı,kimi zaman sarhoş kimi zaman kafası iyi,  bir dolu yazım hatası , cümle düşüklüğü, anlam kayması... argo, bi sürü kısaltma;  Onun zamanında emoji olsaydı kesin bazı mısraları emojili olurdu kanımca.

Ama söylemeliyim benzersiz bir deneyimdi.

Haaa bir de Henri ve Mr Bones olayı var ki;
önce Henry'ye alterego dedik ama öyle alter ego olmaz olsun; evlere şenlik.
Yok bence alteregosu değil.
çevirecek olsaydım
'Adem' derdim.
isim çevrilir mi demeyin, bence şiirinde çevrilecek tek şey Henry. (abartıyorum tabi)
Mr. Bones da 'iyi dostu'  gibi bişeysi.

Pek bişey anlamadığınızın farkındayım onun için...
size en çevrilebilir olanlarından bir iki tane paylaşıyorum hadi yine iyisiniz. :D


#13
God Bless Henry. He lived like a rat,                                   Tanrı Henry'i kutsasın
with a tatch of hair on his head.                                            Fare gibi yaşadı mübarek,
in the beginning.                                                                    kafasında darmadağın bir kaç tel saç
Henry was not a coward. Much.                                            Başlarda,
He never deserted anything; instead he stuck,                      Henry korkak değildi. Fazla.
when things like pity were thinning.                                     Hiç bişeyi terketmezdi; onun yerine 
So maybe Henry was a human being.                                   saplanıp kalırdı, acıma gibi şeyler
                                                                                               iyice zayıfladığında.
                                                                                               O zaman belki de Henry insanoğluydu.
Let's investigate that.                                                            Bunu bir soruşturalım.
We did; Okay.                                                                       Yaptık; Tamam.
He is a human American man.                                             O bir insan, Amerikalı adam.
That's true. My lass is barking.                                             Doğrudur. benim kız havlıyor.
My brass is aching. Come & diminish me &
map my way.                                                                          Benim üflemeli ağrıyor.
                                                                                               Hadi gel ve eksilt  beni ve yolumu çiz.


God's Henry's enemy.                                                           Tanrı Henry'nin düşmanı
We're in business...                                                               Biz işbirliğindeyiz.
Why,                                                                                     Neden
what business must be clear.                                                Bitmesi gereken iş ne?
A cornering,                                                                         viraj almak
I couldn't feel more like it. - Mr. Bones,                              tam da havamdayım - Mr. Bones,
as I look on the saffron sky,                                                 Safran gökyüzüne baktıkça
you strikes me as ornery.                                                      bir adi gibi vuruyorsun beni.


(Tamam bu şiirden bişey anlamadık ama Henry ve Mr-Bones'la olan ilişkisini çakozlamak için iyi bir örnek; bir sonraki Dream song biraz daha Berryman'ın hangi kafalarda olduğunu anlatabilir)
Meşhuur 14 numara, google'da kendi sesinden vidyosu bile var.



# 14
Life, Friends, is boring. We must not say so.
After all, the sky flashes, the great sea yearns,
we ourselves flash and yearn,
and moreover my mother  told me as a boy
(repeatingly) 'Ever to confess you're bored
means you have no
Inner Resources. 'I conclude now I have no
inner resources, because I am heavy bored.
Peoples bore me,
literature bores me, especially great literature,
Henry bores me, with his plights &gripes
as bad as achilles,

who loves people and valiant art, which bores me.
And the tranquil hills & gin, look like a drag
and somehow a dog
has taken itself & its tail considerably away
into mountains or sea or sky, leaving
behind me wag.

yani türkçesi;

Hayat arkadaşlar sıkıyor. Böyle dememeliyiz tabi.
Nihayetinde gökyüzü çakıyor, koca okyanus hasret çekiyor
biz kendimiz yanıp sönüyoruz. (çakıyor ve hasret çekiyoruz) 
Dahası annem ben çocukken (mütemadiyen) derdi:
Sakın sıkıldığını itiraf etme, hiç 'özyeti'n kalmamış anlamına gelir.
Şu an açıklıyorum son tahlilde:
hiç 'öz yetim' yok. Çünkü bayaa iyi sıkılıyorum.
İnsanlar beni sıkıyor
edebiyat beni sıkıyor, özellikle iyi edebiyat,
Henry beni sıkıyor bütün o en az aşilinkiler kadar kötü olan
talihi ve şikayetleriyle,
ki o da beni sıkan insanları ve yürekli sanatı sever.
Ve sakin tepeler & cin, sürüklenmiş gibi görünüyor
bişekil kendisini ve kuyruğunu olabildiğince uzağa çekmiş bir köpek
dağlara veya denizlere veya gökyüzüne
arkada bırakarak; beni
sallayarak


# 36
The high ones die, die. They die. You look up
and who's there?
-Easy easy , Mr. Bones. I is on your side.
I smell your grief.
-I sent my grief away. I cannot care
forever. With them all again&again I died.
and cried , and I have to live.

-Now there you exaggerate, Sah.  We hafta die.
That is our 'pointed task. Love&die.
-Yes; that makes sense between , then? What if I
roiling &babbling & braining , brood on why
and
just sat on the fence?

-I doubts you did or do. De choice is lost.
-It's fool's gold. BUt I go in for that.
The boy & the bear
looked each other. Man all is tossed &lost with groin-wounds by the grand bulls,
cat.
William Faulkner's where?
(Frost being still around.)


Bütün o büyük adamlar ölüyor, ölüyor.
Onlar ölüyor. Sen yukarıya bakıyorsın kim var orada?
- Dur dur yavaş gel, Mr Bones. Ben senin tarafında.
kederinin kokusunu alıyorum.
- Ben kederimi uzaklaştırdım. Umursayamam
sonsuza kadar. Onlarla tekrar tekrar öldüm ve ağladım ve yaşamam lazım.

-Şimdi de sen abarttın, Sah. Ölmemiz gerek.
bize yazılmış görev bu; sev & öl.
- evet mantıklı.
Ama ikisinin arasında nasıl bir mantık var o zaman?
Ya ben kendi sorunlarıyla & boşboğazlık ederek & beyin ütüleyerek
neden diye haykırıyorsam
sadece bir çitin üzerinde oturup?

-Öyle yaptığından veya yapıyor olduğundan şüphem var.
Seçim kayıp.
- Tam bir 'enayi altını/fool's gold' ama ben ondan alıcam.
Çocuk ve ayı birbirine baktı. Adamım ikisi de atıldı ve
koca boğaların açtığı kasık yaralarıyla kaybettiler,
kedi.   
William Faulkner'inki nerde?
(Frost hala buralardayken.)


John Berryman böyle işte arkadaşlar;
bi müzik bişey açın da kendimize gelelim!

6 yorum:

mabelard dedi ki...

https://www.youtube.com/watch?v=NrgcRvBJYBE

Görsel şiir gibi...

Füruğ, "rüzgar bizi götürecek" demişti.

drifter dedi ki...

evet cuk oturmuş derler ya öyle :)
bir yandan da ne korkunç klip değil mi?
beni her seyredişimde ürpertmiştir. parçayı da bir o kadar severim.

Zihnin Arka Sokakları dedi ki...

Şiir sevdiğini iddia eden ben neden bu arkadaşı duymamışım? Ve neden şöyle harika bir dizeyi ıskalamışım?

"-I sent my grief away. I cannot care
forever. With them all again&again I died.
and cried , and I have to live."

Robert Frost ve William Faulkner gibi çok sevdiğim yazarlara göndermede bulunması da hoşuma gitti ;)

Alakasız bir soru belki, Anne Sexton okur musun ? Öyle bir enerji hissettim blogundan.

Şarkı çağrışımı: https://www.youtube.com/watch?v=iB0sXWwH_eA

drifter dedi ki...

okumaz mıyım ; yaladım yuttum diyelim biraz daha intihar etmeseymiş de biraz daha yazıverseymiş diye hayıflandığım şairlerin başında gelir.
Tabi bunların bu halini ne yapacağız onu hiç bilmiyorum.
Berryman da bir gün Missisipinin derin sularına bırakmış kendini.
Bu arada ben Amerikan edebiyatı mezunuyum şu Olive Kitteridge dizisi olmasaydı ben de duymadan ölüp gitcektim. Ne yazık, Ne dramatik. :)
Onun için dizi candır! :D

drifter dedi ki...

Bu arada çok tuhaf bu Phillip Glass'la ilgili daha bir iki gün önce bir arkadaşım dedi ki:
'Philip Glass fondayken ne okursam yanlış anlıyorum' bambaşka bişeyden bahsediyorduk o esnada.
Philip Glass'ı cümle içinde ilk duyuşum oydu ama merak edip açıp bakmamıştım neymiş diye. ikinci duyuşum da yorumunuz oldu. Kendini dinletecekmiş demek.Ne enteresan!
Sevdim. teşekkürler. Bayaa sevdim.

Zihnin Arka Sokakları dedi ki...

Philip Glass'a dair arkadaşınız tespiti bir hayli ilginç ve düşününce gerçekten öyle olduğunu farkettim. Klasik bestecileri dinlerken kitap okunuyor (Wagner'i ayrı tutuyorum) fakat muhteremin minimalist besteleri gariptir kendine odaklıyor ilginizi. Sürekli kendini yineleyen döngüleriyle. En sevdiğm modern bestecilerdendir :)