13 Mart 2019 Çarşamba

Marieke teyzenin plaklar

üç sene geçti, neredeyse dört sene dolacak buradayım, hala bazı tipleri ve tripleri aklım almıyor bu memlekette. Bana sorsanız nedir olayları diye; recycle ve charity diyebilirim. Mütemadiyen bi' geri dönüşüm kafası. Hiç birşey asla atılmıyor, illa değerlenecek. Adım başı charity shop var küçücük kasabalarında bile. "Kringloop-winkel" diyorlar. Güya eskici ama girince kendinizi kaybediyorsunuz.  Bu dükkanlar eskiyen eşyalarınızı gelip evinizden bedavaya alıyor, değerliyor ve çok cüzi bir fiyata dükkanda tekrar satışa çıkartıyor. Böylece işsiz güçsüz bile belli bir yaşam standardına sahip olabiliyor. Öğrenci mesela, evini adam akıllı döşeyebiliyor; hiç bir çocuk oyuncaksız kalmıyor bu memlekette. Bu dükkanlardan  kazanılan  para ise ya kiliseye ya da çeşitli yardım kuruluşlarına aktarılıyor. Bu dükkanlar gönüllülerle işi döndürüyor. Emekli nüfusun % 90'ı  bunun gibi gönüllü işlerde çalışıyor. (çok sinir bozucu değil mi?)   Sonra devletin sosyal yardım yaptığı bir grup var.  Onlar da haftada belli bi miktar saat bunun gibi gönüllü işler yapmak zorunda. (zorunda ve gönüllü pek olmadı aynı cümlede ama Hollanda böyle biyer, seve seve zorunluluklar ülkesi)
Bi de Maria (yunan arkadaşım) ile ben gibi işgüzarlar var - az işimiz varmış gibi hemen burnumuzu soktuk. Haftada bir gün kringloop'da değerlemeye yardım ediyoruz. Özellikle plak, kitap, kaset, vintage eşya filan gibi şeyler. Plaklar 1 ila 3 euro arasında fiyatlanıyor. Çoğunlukla Hollandaca oldies (fena), arada güzel jaz plakları çıkmıyor değil , epey bi bölümü de klasik müzik plakları . Bu toplum epey klasik müzik dinliyor(!) onu anladık.  Böyle antoloji filan gibi olanlar denk gelirse 5-6 eur'a çıkabiliyoruz.  
Kitaplar 50 cent 1 eur civarı. Sanat kitapları filan olursa  max 2 euro fiyatlama yapabiliyoruz.  Hepsini kendime alasım geliyor ama yasak. 

Geçenlerde bir telefon geldi 1943 doğumlu Marieke teyze vefaat etmiş; dükkanın sahibi gibi takılan Roy bizden rica etti; oğlu bazı kitap ve plakları ayırmış, onları gidip alabilir misiniz dedi. Maria'yla atladık gittik. Giderken de bu angarya işi niye bize yükledi bu Roy diye biraz bozulduk, ama ikimizin de unutmayacağı bir deneyim oldu diyebilirim. 
Marieke teyze - nur içinde yatsın- çok acayip bir kişilik çıktı, keşke yaşarken tanısaymışım dedirtti. şu aşağıdaki fotoğrafa bakarsanız anlayacaksınız.


   
  Marieke Teyzenin ardında bıraktıklarından benim seçtiklerim...

  Bir James Joyce külliyatı, bir Hemingway...

plaklara gelince ; Nat King Cole, Mamas & the papas, Barry white,  Andrew Sisters, Joan Baez, Boney M, Simon & Garfunkel'ın boxer'la başlayan konser kaydı...
Ve Maria'yla ikimizi aynı anda şoka sokan Zülfü Livaneli-Maria Farantouri plağı.  

garip tesadüfler, hayat işte hakkaten şaka gibi bazen. 

Maria plağı görünce aaaa Farantouri diye atladığında ben Zülfü Livaneli mi? ne alaka dedim. 

Bizim orda bi türk bi yunan olarak, ölen hollandalı kadıncağızın bıratığı bu plağı almaya gidişimiz pek tuhaf kaçtı.
Marieke teyzeyi okkadar merak ediyorum ki okadar olur. Nasıl bir müzik zevki varmış anlaşılır gibi değil.
Sordum eskiden aktarmış; yani aktar dükkanı varmış. Öyle fazla bir bilgi edinemedim.
Neyse Roy'dan yalvar yakar fotoğraftakileri satın aldım. Hepsine 15 euro verdim (fazla fazla). Roy önce dükkan çalışanlarının satın alması yasak filan dedi ama tehdit ettim. "Bugün istifa ederim yarın müşteri olarak gelir bu plakları toplarım" dedim.  Çaresiz kabul etti. 

bi leylim ley dinleyip Marieke teyzeyi yadedeceğim. 

9 yorum:

N.Narda dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
N.Narda dedi ki...

Öyküde kurgu olsa beğenmezler oysa hayat işte.

Zihnin Arka Sokakları dedi ki...

Marieke teyze ile akrabalığım olabilir. Çünkü okuduğu yazarlar ve dinlediği şarkıcılar çok tanıdık. Toprağı bol olsun. Biz ölünce acaba neler denecek. Plaklar kitaplar kimlere gidecek. Sorular sorular.

drifter dedi ki...

Hakkaten öyle N.Narda, hikaye karakteri gibi bi kadındı sanırım. Brabantlı aktar Marieke. Aslında 50 küsur plak vardı, pek çoğu dutch pop filan gibi şeylerdi. Ama livaneli plağı tam bir muamma. Bi de o plak gerçekten kıymetli de bir plaktır. Kimbilir nasıl bir anısı var. Sır kaldı.

Kitapların çoğu hollandacaydı birkaç tane sağlık kitabı dikkatimi çekti, adını duymadığım yazarların romanları... bir kaç eski dergi vs. aralarında bu iki kitabın olması -bi de orijinal dilinde-Mareike'yi edebiyat tutkunu yapar mı bilemem.
Yine de ilginç bi kişilik olsa gerek.

Güzel soru Zİhin,
Bağış yapmak bi seçenek de; nereye ve kime? Kütüphaneye, vakıflara filan diyeceğim ama bizim gençlik pek kütüphane kullanmayı bilmez.
Daha kolay ulaşabilecekleri bir yer olmalı.
Düşünmek lazım.

pelinpembesi dedi ki...

Keşke yaşarken keşfetseydin, çok ilginç. hep böyle olur
gerçekten de ölüp gider ve vay be aslında kimbilir
neler yaşadı neler gördü geçirdi. çok isterdim
ben de böyle bir insana rastlamayı.

mabelard dedi ki...

İzmir'de yaşadığım dönemde ev arkadaşımın eski plakları vardı. Dual marka bir de pikabımız. Bıkmadan usanmadan tekrar tekrar dinlerdik. Mariekenin plakları beni o günlere götürdü. Yukardaki metni öykü gibi okudum. Marieke'den, onun bıraktıkları arasında bulunacak küçük bir izden yola çıkılarak yeni bir öykü bile kurgulanabilir belki.

Selamlar.

drifter dedi ki...

Haklısın Pelin, her insan bir hikaye aslında; anlattırmak lazım. Çok severim dedelerle büyük annelerle vakit geçirmeyi. Hep anlatacak hikayeleri olur.

sevgili Mabelard , Oğlu o kadar suratsız, nemrut bi tipti ki ağzından cımbızla laf aldık. Tatmin edici info alamayınca benim aklımdan ne kurgular geçti bi' bilsen. Bir değil 10 ayrı hikaye yazılabilir. :)

safransarı dedi ki...

heyy

drifter dedi ki...

Sana da heyy :)