Avrupa toplumu şok geçiriyor anladık da; bu şok ne kadar
sürecek ne zaman bi ayılıp kendilerine gelecekler? hiç bakınca anlaşılmıyor.
Mesela Hollande, bu bir savaştır Fransa olarak “ruthless” tepki
vereceğiz dedi. Bu şu demek mi açık olsun: 10 bin füze attık suriyede 50 bin
daha atcaz mı demek istedi? Öyleyse öyle deseydi. Ne dediği pek anlaşılmadı
çünkü. Ama dinleyenlerin de umrunda olduğunu sanmıyorum. İyi de ne zaman
umrunuzda olacak acaba çok merak ediyorum.
Dün gece burda Caro Emerald konseri vardı; Tilburg için büyük konser. Önce pek aklım kesmedi;
koskoca Caro Emerald iki adım ötede Rotterdam , Utrecht varken niye Tilburg’a
gelsin diye düşündüm acaba dj set filan olmasın diye iki kere Google translate
yaptım bileti almadan. Türkiye’ye geldiğini düşünün ama istanbul’da değil
konseri İzmit’te veriyor. Kıllanmaz mısınız? Kıllandım ama sonra bilet fiyatına
baktım tamam dedim bu dutch milleti bu parayı dj sete vermez bu kadın harbi
harbi geliyor…
Ben son biletleri
almış olabilirim çünkü iki gün önce gişenin önünden geçerken gözüme çarptı
tükenmişti biletler. Bisikletimle konsere giderken çok havalı hissediyordum
kendimi dün 8 sularında. Burda kışın hava erken kararıyor konser de erken
başlıyor 20:30 da başladı.
Hakkaten hakkını vermek lazım Caro Emerald bir yana;
arkasındaki orkestra ayrı bir olaydı. Epeydir bu kadar keyifli bir sahne görmemiştim.
İçerde ikibin kişi filan vardık. Hadi abartmış olayım en az 1500dük. Bu arada bu ayrıntıyı kaçırmayın Tilburg’da
2000 kişi alabilecek büyüklükte klüp var.
Şimdi bok gibi hissediyorum.
Aynı saatlerde bir grup insan aynı benim gibi bisikletini
park edip heyecanla konser seyretmeye gitti çok benzer bir mekana … Paris
Tilburg’dan sadece 2 saat uzaklıkta… aynı dakikalarda biz electro swing
yaparken onlar kafa sallıyorlardı. Sonra kalaşnikoflar, dehşet ve kangölü.
Bizim konser onbir gibi bitmişti eve gelip televizyonu açtım
yanıbaşımdaki dehşeti televizyondan film seyreder gibi seyretmeye başladım. Biraz bbc biraz cnn…
Burada bu iki kanalı sürekli seryeder olunca şunu fark ettim
özellikle CNN’de. Bir kelime veya kavram ortaya atıyorlar, sürekli cümle içinde
kullanıyorlar, bazen tırnak içine alıyorlar ve onun etrafında şekilleniyor
bütün gündem. Sanki bir yafta, yapıştırma;
bir slogan, brand… reklam yazarı kafası…
Dünkü şeydi;
“Soft Targets”
Yani
“Yumuşak hedefler”
Yani biz; konser seyredenler, restoranda yemek yiyenler,
maça gidenler, yoldan geçenler…
Kafamıza kafamıza kaktılar bütün gece; soft target
olduğumuzu… uyuyamayalım diye…
Şöyle hissediyor insan;
Ya, hani markette satılan bir ürün olsa da alsam ve yarın sabaha
‘soft target’ olarak uyanmasam.
Aaa yoksa var mı böyle bir ürün? Bunu CNN mi satıyor? Yada CNN
nerde satıldığını biliyor mu? Parası neyse
verelim alalım ozaman….
‘Soft target’mış
sensin soft targıt!
Sınırı kapatacakmış, Silvan mı burası?
Sen derdini söylesene…
ne satıyorsun onu söyle? İntihar bombacısı tespit cihazı mı?
Nedir Avrupa’nın Ortadoğu politikası? Naaptınız bunca zaman? Ortadoğuda işid yükselişi için ne yaptınız? Peki
şimdi mültecilerden cüzzamlı gibi korkuyorsunuz; Tayyeape üç beş kuruş
sıkıştırarak kurtulabileceğinizi mi sanıyorsunuz acaba? Tayyeap ne yapacak
midilliye geçen botları mı vuracak?
Şimdilerde büyük mevzu mülteciler Avrupa’da. Hummalı Yardım
kampanyaları; kuruluşlar, dernekler, iştirakler…bilimum. Tek yaptıkları eski
kıyafet toplamak. Valla kafaları başka
bişeye basmıyor. Habire kıyafet topluyorlar… Şu memlekette kimse açıkta kalmaz
merak etmeyin elbet bişey bulur geçirir üstüne. En nihayetinde Çinde 3 euroya
çalışıyor köle tekstil işçileri.
Onu diyorum
Kimse aynaya bakmaz olmuş Avrupada? ağzınız burnunuz kaymış
haberiniz yok. Güvenliği arttırın;
yeniden haçlı ordusu kurun; aman ‘ruthless’ olun…
...iyi de düzeniniz sürekli ve hızla
kin yaratıyor; 25 yaşında eline kalaşnikofu alıp herhangi bir mekana binlerce
insanı taramaya giren kini nefreti yaratıyor. Onu naapcaz? Onu naapcaksınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder