19 Kasım 2018 Pazartesi

Şimdi canlı: lofi hip hop radio - beats to relax/study to


Youtube'un canlı yayınları çok hoşuma gidiyor. Bi değişik radyo kafası.10398 kişiyiz. Parçaların isimleri yukarda yazıyor.  o sırada kediyi yoklamayı ihmal etmiyoruz.

10 Kasım 2018 Cumartesi

gecenin şarkısı; Lola Marsh'dan müthiş yorum!


https://www.youtube.com/watch?v=wTQxiGJzR_I

3 Kasım 2018 Cumartesi

drifter'ın düşünce balonu;

Derbinin 11'i sahaya çıktığı an:
- Belhanda mı o? Hoca çok yanlış baştan söyleyeyim!

ilk Golü attıktan sonra:
Hoca şu Belhanda'yı değiş gözünü seveyim golü de attık. Bak milletin sinirleri zıpladı artık.

ikinci golü attıktan sonra:
Hoca hadi ama Belhanda'yı al feguliyi filan sok. Donku öne çek; forvet oynasın zaten Donk bence.
bak bi gol yersek dağılırız çok fena beni dinle.

ilk gölü yedikten sonra:
vara yoğa var! tövbe estaaafuru
Eh Muslera! iş mi yaptığın?
Hoca sıktın artık şu belhanda'yı al diyorum!


ilk değişiklik
Hocaaa naaptın yahu onyekuru çıkar mı şu dakka?
Bari Belhanda'yı da al

Ohoo belhandayı al diyoruz Selçuğu sokuyosun!  Bak yedircen üçüncü golü o olacak?

Soldado ve Belhanda kafa tokuşturması diklenmesi şeysi sonrası;

bu Belhanda başımıza daha ne işler açacak acaba?

Maç sonu


Hasan Şaş!!!  
düşünce balonum şişerken haddini aştı ve patladı. 
eror!






27 Ekim 2018 Cumartesi

Puppy eyed John Mayer klipli Cumartesi parçası

Bizim kızların seçimi; klibe hasta oldum!


26 Ekim 2018 Cuma


başlarını gökyüzüne kaldırmadan cennet düşü kuranlar
şiirin çıplak bir adamla çıplak bir kadın arasındaki mesafe olduğunu duymuşlar mıdır?
diye sorar Ferlinghetti.

21 Ekim 2018 Pazar

Saygı Duruşu

Geçen hafta Hollanda, tarihinde ilk defa ekimde 28 dereceyi gördü.  Bazı ağaçlar yine bahar geldi sanıp bir hafta önce budandığı dallarından yeşil yeşil sürgün verdi. Süper saçma!  Millet kudurdu. Havuz partileri filan verdi insanlar... Gerçekten tuhaf bir haftaydı.

vaktim de vardı o gün Schveningen'e gidelim teklifini geri çevirmedim Amanda'nın.
biraz sahilde yürümece, birilerinin köpekleriyle oynamaca  filan... yazın kapanışını yapmak için daha uygun bir yer yok buralarda. Bungy tepesinde bir adam atlayış yaptı. Ne güzel vidyo çekerdim diye kızdım kendime fotoğraf makinemi çantaya atmadığım için. Böyle parçalı bulutlu filan oldu bi ara akşama doğru; kuzey denizi iyice bronzlaştı, ortam doğal sepya oldu, çok aşerdim makineye.

Iphonum da eski model diye burun kıvırıyorum, anneminki bile bundan fazla ayarlı efektli filan diye. Aklıma geliyor ben 'singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim' dediği Ara Güler'in. Mesele makine değil yani... huysuzluk mekanla yalnız kalamamaktan bir türlü... 

Özlemişim galiba bir ara sırf fotoğraf çekmek için gelsem keşke dedim kendi kendime. Sonra döndük. O akşam haberlere göz gezdirirken bir baktım Ara Güler ölmüş.

yani ölümle hiç yan yana koyamadığım biri daha...
ölmezmiş gibi geliyordu Ara Güler bana.
'ölüyo insan yahu' dedirten bir an yaşadım duyduğumda.
Bi boşluk bi donup kalmaca...

Mekanı cennet olsun.


    Bir daha dünyaya gelirse tramvay olmak istermiş! Anlaşılır bir şey! enteresan insandı.