24 Kasım 2012 Cumartesi

Neden mi Melo?

Kaleci Melo'nun penaltıyı kurtarış anı.

bu da videosu


cumartesi parçası

And the Drifter proudly presents ; amphibius camping trailer!

aylaklığı bırakıyorum! gözümü para bürüdü!
bundan sonra sadece bu araçtan kendime bir tane edinmek için çalışacağım. Para kazanmanın anlamını buldum evreka!


Dahiyane dizayn diye buna derim ben.

alıntı;

"şimdi acele etmeden düşünmek istiyorum.
İnsanlığın kendinden duyduğu korkuyu seviyorum! Sadece iki yol varmış gibi geliyor ona: Suç ya da kölelik. Aslında insanlık yanılıyor sayılmaz; ama suçluda sadece suçun köleliğini görmekte üstüne yoktur.Genel olarak suç, kader, kaçınılmaz alın yazısı biçiminde ortaya çıkar. Ya kurban? Kuşkusuz; ama kurban lanetli değildir, çünkü o rastlantı sonucu yenik düşer. Alın yazısı sadece suçlu'ya isabet eder. Bu nedenle, hükümran varlık kendini bunaltan bir tutsaklıkla yükümlüdür. özgür insanların durumu gönüllü uşaklıktır.
Gülüyorum. Doğal olarak! Yüce insanlık alçak görünmekten vazgeçemeyen suçlunun istemine cevap veriyor!
...
ama lanet göründüğü gibi değildir. ve lanetlilerin inlemelerine ya da gözyaşlarına mutlulukta ayrılan yer, bir kum tanesinin gökyüzünde kapladığından fazla değil!
...
mutluluğum yatağı olmayan bir nehir gibi sonsuzca akıyor.
...
ölü gelecek, bir bıçak kadar mutlu. Ateş hoşuma gidiyor.
...
acısını duyduğum rahatsızlığın, yazının, edebiyatın üstesinden yalan söylemeden gelinemez.
Kelimelerin düzenini yöneten yasalarla Rahatsız Edici'nin anlaşılması kaleme çığlık attırır. Rahatsız Edici'nin karanlığı sayesinde yaşanan sonsuz heyecan ve mutluluktan söz ediyorum sadece...

Georges Bataille - Rahip C.


19 Kasım 2012 Pazartesi

çok güzel pazartesi parçası ve aylaklık konusunda Kafka'yla uyuşan fikriyatımı seveyim...

önce çok güzel parça



sabah 8:49'da çekiç sesleri...
üç numara evini yaptırıyor...bana ne yaptırsın allah daha çok versin de geç yatıyorum ben onu napcaz dedim ustaya. usta yazık çok babacan  adam, bir orkestra şefi maharetiyle matkapla tek vücut olmuş halde duvarı delerken orgazm yaşayan arkadaşı durdurdu. konuştuk anlaştık yarın 11de başlayacaklar çekiçli matkaplı işlere.

aylak bir insanım sonuçta hiç sinir yapmadım, hatta lafın bi yerinde ustaya "bakma iyi oldu uyandığım bi iki işimi hallederim vakitlice" dedim sanırım. 
hiç de bi işim yok, bayaa bayaa yaymaca...

Kafka da şey demiş: "aylaklık bütün kötülüklerin kaynağı bütün erdemlerin tacıdır."

zlatan'ın golünü seyretti mi herkes?
seyretsin bi zahmet



işte zlatan da böyle bir insan yani. barcelona'da oynayamamış mış da falanmış da filanmış.
geçicen bunları...



manchester maçını da statta seyredicem, neyse fenerli basın bizi unuttu fırat aydınusla ufuk özerten'e sardı. dün gece bi saat lan geyiği döndü. yahu ne biçim bir taraftar kütlesidir bunlar, nasıl bir belaltı çalışmaktır, hayretle izledim...

kafka da ayrı alem, lafa bak:

"don kişot'un şanssızlığı hayal gücü değil sanço panza'dır." 


18 Kasım 2012 Pazar

pazar modu; Holly kafası ve Langston Hughes



KAHKAHACILAR

Düş şarkıcıları,
öykü anlatıcılar,
Dansçılar,
gürültülü kahkahacılar
kıskıvrak ellerinde kederin
insanlarım benim
bulaşıkçılar,
asansörcüler,
barbutçular,
aşçılar,
garsonlar,
cazcılar,
dadılar,
liman hamalları,
gösteri sporcuları,
tabelacılar,
vodvil komedyenleri,
ve sirk müzisyenleri
hepsi düş şarkıcıları,
öykü anlatıcılar
insanlarım benim.
dansçılar
Hey tanrım! Ama ne dansçılar!
Şarkıcılar
Hey Tanrım! Ama neşarkıcılar!
şarkıcılar ve dansçılar,
ve kahkahacılar,
Kahkahacılar?
Evet kahkahacılar...kahkahacılar...kahkahacılar
gürültülü ağızlarıyla kahkahacılar, kıskıvrak
ellerinde kederin.



ATLIKARINCA
Bu atlıkarıncanın, bayım,
Jim Crow kısmı nerede?
Ben bilmek istiyorum da.
Aşağıda güneyde, benim geldiğim yerde
Beyazlar ve renkliler
Oturamazlar yanyana
Aşağıda güneyde, trenlerde
Hep bir Jim Crow vagonu vardır
Otobüslerde de
Arkaya oturturlar bizi
Fakat bir atlıkarıncanın 
arkası olmaz;
peki siyah bir çocuğun
binebileceği at hangisi?

...

beyaz değilsin sen
geldiğin geceye geri dön!...




adam ölüm döşeğindeydi, doğruldu
ve canım balık istiyor dedi.
kadın düş kitabını açtı , buldu
ve çalmaya başladı.





düş bir kokteyldir Sloppy Joe'nun yerinde
(kimse bilmiyordur belki de.)
Düş Batabano'ya uzanan yoldur
(Fakat kimseler bilmez bunu)
Belki de düşyalnızca onun yüzü
Belki gümüş dantelden bir yelpaze
Belki de bir Vedado gülü
(Quien sabe? Kim bilebilir ki?)

Langston Hughes- Özgürlük Gibi Sözcükler  
Çev: Özcan Özbilge.

15 Kasım 2012 Perşembe