"önce kendi ellerine bakabilmeyi öğrendi. O--kolay bir iş gibi gözükse de, epey zaman harcaması gerekti bunun için. Ardından yere baktığı zaman yeri, ileriye baktığı zaman karşısını, yukarı baktığı zaman da gökyüzünü göstermesini sağladı beyninin. Gözlerini açmayı uyanmadan başarması ve uyanıp yeniden uyuduğunda,düşüne kaldığı yerden devam edebilmesi iki ayını aldı. konuştuğu insanın gözlerine dilediğince uzun bakmayı becermeye başladığında bu insanın ya yok olduğunu yada izin isteyerek uzaklaştığını gördü..."
-gökhan esenler, 1993 Zürafaları lekeleme komitesi-
gökyüzünün altında gevşemiş onun bunun üzerine kafa yorup duruyor. Emeğin doğasını düşünüyor. Avareliğin doğasını ve göğün kendisini. Kocaman dalga dalga bulutlar yere o kadar yakın duruyorlar ki, insanın kement atıp birini tutası geliyor.- ister başının altına yastık yap ister midene indir. Bir tabak bol sulu fasülyeyi kocaman bir parça bulut etiyle götür, sonra da biraz kestirmek üzere uzan. Ne hayat ama! (hayalperestler- Patti Smith)
4 Haziran 2012 Pazartesi
2 Haziran 2012 Cumartesi
cumartesi akşamüstü modu
cihangir'de ne idüğü belirsiz (aa bak yazması ne saçma bir söyleyişmiş bu da...) bir balkonda bulgaristandan gelmiş erik rakısıyla demlenme kafası
müzik de budur;
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)