10 Eylül 2016 Cumartesi

ya içindesindir çemberin ya da dışında yer alacaksın!


Barcelona'da bir eylül akşamında;  
kendin içindeyken kafan dışındaysa...

7 Eylül 2016 Çarşamba

gecenin şiiri!

...Kaçabildiğin tek köy kendin
bulabildiğin ya da boğulabildiğin ilk geceyle yatmalısın;
çocuklarınız olmalı 
en az birine herhangi bir isim takmamalısın
dünya kimseye yetemeyecek kadar büyük 
ve ben
kimseye susamayacak kadar küçüğüm!
                                                 
Müslüm Çizmeci- Bazı Mitralyözler erken Boşalır Bazı salyangozlar düşük yapar I

3 Eylül 2016 Cumartesi

1 Eylül 2016 Perşembe

Danimarka dibin kara izlanda zenci!


İskandinav mizahı da biraz fazla mı kara??
Rams! diyorum.
ne bileyim hayvanları iten kakan, film icabı da olsa öldüren, öldürülüşünü gösteren filmlere tahammül edemiyorum.

kara mizah da bir yere kadar!!!

BBC de bu drumu tespit etmiş; iskandinav kara mizahını (Nordic Noir) masaya yatırmış.
Yönetmen Grimur Hâkonarson Galgahumor diye bişey var diyor İskandinavya'da çok yaygınmış... Komik aynı zamanda üzücü...
işşalla da insomniya olursun da filmde katlettiğin koyunları bir bir sayarsın bi gram uyuyabilmek için!
(bu da yeni deformasyonumuz milletçe, Fetö gündemciliği sayesinde Fetöyle yatıp kalkıyoruz yaratıcı bedduada sınır tanımıyoruz maaşallah!)

iskandinav mizahına ilgi The girl with the Dragon Tatoo'yla zirve yaptı. Bütün ödülleri kıvırıp ceplerine ceplerine sokuyorlar İskandinav yönetmenler.

Mesela Anders Jensen 2008 yapımı Men and Chicken'ı çeken yönetmen; bu fazla kara olma durmunu şöyle tescilliyor. "If there is a dead body in Denmark , someone is going to make a joke abot it."
"Herkesin zevkine göre olmayabilir ama bazen insanlar gülmeyince bu durum hoşuma gidiyor." diyor.


güneşsizlikten canım, bunlar hep güneşsizlikten...


31 Ağustos 2016 Çarşamba

Teju Cole'un OpenCity'si bitmiyor bitemiyor, çünkü anlattığı hiç bir şey ilgimi çekmiyor; çünkü bugünlerde New york ve insanı hiç ilgimi çekmiyor. Zaten indirecek daha ilginç bi kitap buldum; I am Zlatan Ibrahimoviç. Onu okuyorum. Zlatan çok iyi ya... kitaba Guardiolayı gömerek başlamış; hatta sanki, "yav ayrılırken iyi bi ağzını burnunu kıramadım bari ipliğini pazara çıkarayım şunun" diye yazmaya karar vermiş... Bir dedikodu bir sitayiş sormayın gitsin. Çocukken en büyük zevkinin bisiklet hırsızlığı olduğunu, iki dakkada cillop gibi bisikletleri yürüttüğünü okuduğum sıralarda birileri benimki de dahil olmak üzere aşağıda park yerinde kilitli bisiklet odasında duran yarım düzine bisikleti patlatmış. Yani yepisyeni drifter seleli caanım bisikletimi çaldılar.

Naapalım 'buralara kadar geldi hırsızlık demek; durum vahim yani!' diyor giden bisiklete değil dünyanın, insanlığın haline üzülüyoruz;

Bir şarkı çalıp kendisini bir fotoğrafla anıyor; yeni bisiklet almaya gidiyoruz yarın ilk iş.


                                                                         şarkı


27 Ağustos 2016 Cumartesi

günün yazısı; içinde Mustafa Kamil Zorti geçen 4 Eylül yazısı!

günün vidyosu ve yanında bissürü saçmalık




"Tecavüzcülerin çoğu büluğ çağının fırtınaları arasında yolunu kaybetmiş aşıklardır.  Uyuşturucu satanlar arasında Breaking Bad vakaları zannettiğinizden daha yaygındır." 

Normalde artık bukkkadar saçma iki cümleyi yanyana gördüğünde insan hsssttr ordan! der geçer ama geçemiyoruz kalıyoruz. Niye kalıyoruz?
e çünkü bunu söyleyen adam Türkiye'nin en prestijli lisesini bitirip Yale'de felsefe, Colombia Üniversitesinde siyaset bilimi okumuş; 23 yaşında Grundrisse'yi çevirmiş, çevirirken bir de 100 sayfalık önsöz yazmış; sonra insan hakları derneği bu adama özgür düşünce ödülü vermiş. falanmış filanmış...
Herhalde ondan sonra kayış koptu...

işte Türkiye işte aydını! 
karısının kafasından aşağı kakasını boşalttığında bu nasıl olabilir bu adam bir kadına , karısına bunu nasıl yapabilir demiştim. Meğer antropoz çağının fırtınaları arasında tuvaletin yolunu kaybetmiş adamcağız.  No big deal!


25 Ağustos 2016 Perşembe

Günün şahsiyeti; nothing! ve sabah sabah şarkısı


Sartre'ın "Hell is other people!" dediğini, simonla takıldığını, mescaline gibi tonla halelülü ilaçları kullandığını, günde iki paket sigara içtiğini, bir gözünün başka bir yere baktığını (belki de sırf bu sebepten mütevellit), Lacan'la iyi dost olduğunu hatta bi ara yengeçlerle kafayı bozduğunu bile biliyorduk... Ama kediden haberim yoktu valla. Şu kedinin yakışıklılığına bakar mısınız?  "Hell is other people!" diyen sartre değil de kediymiş meğer! Kedinin adı Nothing bu arada.



https://www.youtube.com/watch?v=1CYquRZTuXY