21 Ağustos 2016 Pazar

In the Jingle jangle sunday morning the Drifter is back!


4+4+4 diye bilinen 6287 sayılı yasamız var malum. Bir de “Milli Eğitim Talim ve Terbiye Kurulu” var. Hiç gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Bu Milli Eğitim Talim ve Terbiye Kurulundakileri diyorum!! Eğitim, Talim, Terbiye??? Nasıl tiplerdir? Ne yerler, ne içerler? Nasıl otururlar, nasıl kalkarlar? Ne düşünürler?
Hakkaten ne düşünürler?
Neyse bu beyler, hanfendiler (baayan da vardır herhalde içlerinde) şeye karar vermişler yeni..
4+4+4’ün ilk dörtlüğündeki müzik ve resim derslerini haftada 1’e indirmeye karar vermişler. Ve indirmişler! Tabi 5.5 yaşındaki çocuğa haftada bi saat müzik bi saat de boyama yeter.  

Ondan sonra bu cemaat nasıl vücuda yayıldı, kaç dalga kemo versek de kurtulsak???
Kurtulamazsın arkadaş!
İnsanlara yaşamayı yasaklayarak, kendini ifade etme biçimlerini kısıtlayıp sakatlayarak, kendin yapamıyorsun yapmıyorsun diye başkalarının ürettiklerini mundar ederek, toplumu iğdiş ederek, hiçbir yaşam kalitesi, hiçbir zevki hiçbir hobisi olmayan çocuklar yetiştirerek daha çok saplanırsın batağa…
Sonra nooluyo bu çocuklar büyüyo; gelişmemiş ruhları hayattan beklentilerini belirliyor: para ve/veya iktidar. Aaa damat cemaatçi çıktı! Ne çıksaydı? Sizin kızlarınızdan beklentiniz neydi ki? Kızlarınıza ensesi kalın veya eli kolu uzun damatlar seçtiniz, seçtirdiniz aaa onlar da cemaatçi mi çıktı? Ne yazık, tüh!
Neyse diyeceğim o yani…
aynı tas aynı çemberlitaş...
Hani bi ara tayyipsiz akepe konsepti vardı. Dindarı da laiki de buna razıydı. varsa yoksa derdimiz Tayyip'ti hani. Bumerang ters geldi; fetosuz cemaat’e döndü iş.  Yani Türkiye kaldığı yerden yola devam. Düzen aynı düzen; gidiş aynı gidiş; darbe aynı darbe; halk/cemaat aynı halk/cemaat; terör aynı terör; depresyon aynı depresyon.   
yani

Kafam bozuk ama hayat da kısa, bak bugün de Gaziantep patlamış 50 kişi birden…söylemeye dilim yazmaya elim varmıyor.
Onun için bazı kararlar aldım, bugün itibarıyle didem arslan seyretmeyi bırakıyorum, yine gaste okumadığım günlerime dönüp maç seyrederken televizyonu mute’a alıp müziğin sesini açıcam! Her ne kadar soğuk ve steril olsa da yaşanabilir tek kıtada yaşama şansım olduğu için şükredip; gezip görebildiğim, nefes alabildiğim, haftada bir saatten fazla müzik dinleyebildiğim için kendimi suçlu hissetmeyi bırakıcam.

ve sizleri de bu kafası iyi pazar sabahında yeni bir drifter yapımıyla baş başa bırakıyorum. 


https://www.youtube.com/watch?v=axPwt9yTxKU


21 Nisan 2016 Perşembe

buna "anamorphic sanat" deniyor; sadece gökyüzünden bakınca anlamlı!


    mekan Kahire; sanatçımız "El Seed" sadece gökyüzünden bir bütün olarak görünebilecek bu devasa kareografik graffiti'yi 50 bina yüzeyi kullanarak yapıyor.
ismi PERCEPTION yani ALGI...
insan işi değil canım...

büyük resim ancak bakış açınızı değiştirdiğinizde ortaya çıkıyor 
yani Mokattam Dağının tepesinden baktığınızda arapça biliyorsanız 
İskenderiyeli Aziz Atanasius'un vaazlarından alıntı şu dizeleri okuyacaksınız;
"günışığını tam görmek isteyen önce gözlerini/gözyaşlarını silecek."





18 Nisan 2016 Pazartesi

drifter's pick! huzurlarınızda Teoman; bugünün hikayesi!


bu parçaya bundan daha anlamlı bir video daha düşünemiyorum!

23 Mart 2016 Çarşamba

Hani 21.12.2012'de kopması gereken bi kıyamet vardı ya?


  gazetelerde hergün : bomba, şehit, tecavüz, bir önceki günün cenazesi...

avrupada bomba
afrikada zika 
ortadoğuda savaş
kutupta buzlar eriyo
amerikada eline silahı alan okul tarıyo

acaba biz "kıyamet"i ne sanıyoduk da  "kopmadı ki kopmadı ki ahahahahahah" dedik?