3 Kasım 2015 Salı

l'arrogance - küçümseme


zafer söylemlerini hiç sevmez O. 
Hiç kimsenin küçük düşürülmesine katlanamaz, bir yerde bir zafer ortaya çıktı mı hemen başka yere gitmek gelir içinden (kendisi tanrı olmuş olsaydı, zaferleri sürekli tersine çevirirdi- Tanrı da zaten bunu yapar!) En yerinde olan zafer bile söylem düzlemine geçtiğinde, kötü bir dilsel değer, bir küçümseme haline gelir.
Bir yerde bilimin küçümsemelerinden söz eden Battaile'da rastladığımız sözcük, bütün başarılı söylemlere yayılmıştır. Bu nedenle ben üç küçümsemeye katlanırım: Bilim'inkine, Doksa'nınkine, Militan'ınkine.
Doksa; (bu sözcük sık sık gündeme gelecek) kamuoyu'dur. çoğunluğun düşünme biçimidir, küçük burjuva konsensüsüdür.Doğal olanın sesidir. Önyargının şiddetidir.
Dış görünüşe, kamuoyuna ya da pratiğe uyarlanmış her konuşma biçimi doksoloji (Leibnitz'den yadigar) olarak adlandırılabilir.

Dillerin Onu yıldırmasına göz yumduğu için çoğu kez pişmanlık duyardı. Ozaman da biri çıkar şöyle derdi Ona; İyi ama bunlar olmadan da yazı yazamazdınız ki! Küçümseme sert bir şarap gibi, metnin konukları arasında dolaşıma girer. Ara-metinde yalnızca incelikle seçilmiş, gizliden gizliye sevilmiş, özgür, ölçülü, yüksek nitelikli metinleri değil ama herkesin olan başarılı metinleri de içerir. Siz kendiniz de bir başka metnin küçümseyen metni olabilirsiniz. 
"Egemen ideoloji" demenin pek öyle yararı yoktur, çünkü bir söz uzatımıdır bu; ideoloji, düşüncenin egemen olması ölçüsünde düşünceden başka birşey değildir. Ama ben öznel olarak daha da ileri gidip şöyle diyebilirim; "Küçümseyici İdeoloji"  

(Barthes, 1998)

1 Kasım 2015 Pazar

Drifter is back with a nice sunday song...

                                           https://m.youtube.com/watch?v=m2nJ6Cml50A