http://m.youtube.com/watch?v=B2W-tV_W1o4N
gökyüzünün altında gevşemiş onun bunun üzerine kafa yorup duruyor. Emeğin doğasını düşünüyor. Avareliğin doğasını ve göğün kendisini. Kocaman dalga dalga bulutlar yere o kadar yakın duruyorlar ki, insanın kement atıp birini tutası geliyor.- ister başının altına yastık yap ister midene indir. Bir tabak bol sulu fasülyeyi kocaman bir parça bulut etiyle götür, sonra da biraz kestirmek üzere uzan. Ne hayat ama! (hayalperestler- Patti Smith)
6 Şubat 2014 Perşembe
tuhaf ama gerçek!
şimdi biz neye bakıyoruz?
bu bir resim mi, fotoğraf mı?
hayır ikisi de değil.
buna hiper-real çizim diyorlar;
etkileyici ama amorf bişey...
bilemiyorum,
tuhaf yani...
Karla Mialynne böyle şeyler çiziyor
bir fotoğrafı önüne koyuyor tıpkısının aynısını boya kalemleriyle boyuyor.
bunu neden yapıyor?
işte onu çözemedim,
acayip bir yeteneği ve sabrı olduğu kesin de...
de'si var bence
5 Şubat 2014 Çarşamba
4 Şubat 2014 Salı
Burroughs'un 100. yaşgünü ve bakın ben ne buldum....
bu söyleşide Burroughs yüzyılın tanımını yapmış; sanatla ilgili olarak...
biraz deşifre edeyim;
şöyle soruyor röportajı yapan amca;
"alright lets get back to the subject of the writer.. what is the original field of the writer? what mechanisim should he consider, work on..?"
"should" burada kilit kelime.
Burroughs sazı eline alıyor.
"the word "should" should never arise." diyor önce.
hafif müstehsi bir tavırla devam ediyor;
"there is no such concept as "should" with regard to the art"
sanat söz konusu olduğunda 'meli malı' diye bişey olmaz kardeşimmmm. köprü yapıyosan şunu yapmalı bunu yapmalı dersin, bu öyle bişey değil...
ve sonra yüzyılın tanımı geliyor;
"One very important aspect of art is that it makes people aware of what they know and don’t know they know"
yani şöyle demiş oluyor
"sanat insanların neyi bilip neyi bildiklerini bilmediklerinin farkına varmalarını sağlar"
sonra ettiği lafı açmak için örnekler veriyor; daha doğrusu insanların bu farkındalık mevzuuna bazen ne kadar konservatif baktığını ve bu sebeple sanatın zaman zaman hak ettiği saygıyı ve tepkiyi almadığını açıklamaya çalışıyor; Galileo, Cezanne ve Joyce'dan bahsediyor bu esnada sonra şöyle söylüyor;
"once the breakthrough is made there is a permanent expansion of awareness. But there is always a reaction of rage, of outrage, at the first breakthrough..."
"So the artist, then, expands awareness. And once the breakthrough is made, this becomes part of the general awareness."
karısının kafasındaki elmaya ateş edip kadının beynini patlatmayaymış iyimiş be!
18 Ocak 2014 Cumartesi
17 Ocak 2014 Cuma
16 Ocak 2014 Perşembe
Spike Jonze son zamanlarda seyrettiğim en romantik filmi yapmış;.
tekno-romantik, hazin, espirili...
mevzuyu cyborg fantazilerine nazaran daha tutarlı ve insani buldum.
filmin online linki burada...
http://www.moviezr.com/her-movie-2013-watch-online-for-free/
12 Ocak 2014 Pazar
8 Ocak 2014 Çarşamba
6 Ocak 2014 Pazartesi
Tolkien çok acayip çiziyormuş...
Hobit'i kendi illüstrasyonlarıyla göndermiş yayıncıya...1936'daki ilk basım Hobit kendi çizimleriyle yayınlanmış. Basımının 75'inci yılında bir iki sene önce bu kitap yayımlanmıştı.
şöyle şeyler vardı içinde;
sonra da şu kitap yayınlandı;
onunda içinde şöyle şeyler var...
bunu özellikle çok beğendim. ismi "moonlight on a wood". diğerlerinden biraz farklı.
hem acayip çiziyormuş hem de acayip arşivciymiş Tolkien; çizdiği herşeyi saklamış sayfa kenarı süslerini bile...
bu arada kitabın "visions, myths and legends" bölümünde bazı enteresan çizimler var;
tuhaf kavramsal kafalar;
(sırasıyla)
wickedness, thought, undertenishness, grownupishness filan gibi
şöyle şeyler vardı içinde;
sonra da şu kitap yayınlandı;
onunda içinde şöyle şeyler var...
bu 1915'den "the book of ishness" kitabından bir çizim.
bunu özellikle çok beğendim. ismi "moonlight on a wood". diğerlerinden biraz farklı.
hem acayip çiziyormuş hem de acayip arşivciymiş Tolkien; çizdiği herşeyi saklamış sayfa kenarı süslerini bile...
bu arada kitabın "visions, myths and legends" bölümünde bazı enteresan çizimler var;
tuhaf kavramsal kafalar;
(sırasıyla)
wickedness, thought, undertenishness, grownupishness filan gibi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)