gökyüzünün altında gevşemiş onun bunun üzerine kafa yorup duruyor. Emeğin doğasını düşünüyor. Avareliğin doğasını ve göğün kendisini. Kocaman dalga dalga bulutlar yere o kadar yakın duruyorlar ki, insanın kement atıp birini tutası geliyor.- ister başının altına yastık yap ister midene indir. Bir tabak bol sulu fasülyeyi kocaman bir parça bulut etiyle götür, sonra da biraz kestirmek üzere uzan. Ne hayat ama! (hayalperestler- Patti Smith)
17 Ocak 2014 Cuma
16 Ocak 2014 Perşembe
Spike Jonze son zamanlarda seyrettiğim en romantik filmi yapmış;.
tekno-romantik, hazin, espirili...
mevzuyu cyborg fantazilerine nazaran daha tutarlı ve insani buldum.
filmin online linki burada...
http://www.moviezr.com/her-movie-2013-watch-online-for-free/
12 Ocak 2014 Pazar
8 Ocak 2014 Çarşamba
6 Ocak 2014 Pazartesi
Tolkien çok acayip çiziyormuş...
Hobit'i kendi illüstrasyonlarıyla göndermiş yayıncıya...1936'daki ilk basım Hobit kendi çizimleriyle yayınlanmış. Basımının 75'inci yılında bir iki sene önce bu kitap yayımlanmıştı.
şöyle şeyler vardı içinde;
sonra da şu kitap yayınlandı;
onunda içinde şöyle şeyler var...
bunu özellikle çok beğendim. ismi "moonlight on a wood". diğerlerinden biraz farklı.
hem acayip çiziyormuş hem de acayip arşivciymiş Tolkien; çizdiği herşeyi saklamış sayfa kenarı süslerini bile...
bu arada kitabın "visions, myths and legends" bölümünde bazı enteresan çizimler var;
tuhaf kavramsal kafalar;
(sırasıyla)
wickedness, thought, undertenishness, grownupishness filan gibi
şöyle şeyler vardı içinde;
sonra da şu kitap yayınlandı;
onunda içinde şöyle şeyler var...
bu 1915'den "the book of ishness" kitabından bir çizim.
bunu özellikle çok beğendim. ismi "moonlight on a wood". diğerlerinden biraz farklı.
hem acayip çiziyormuş hem de acayip arşivciymiş Tolkien; çizdiği herşeyi saklamış sayfa kenarı süslerini bile...
bu arada kitabın "visions, myths and legends" bölümünde bazı enteresan çizimler var;
tuhaf kavramsal kafalar;
(sırasıyla)
wickedness, thought, undertenishness, grownupishness filan gibi
31 Aralık 2013 Salı
yıl sonu değerlendirmesi
valla ayıp olacak belki ama bu yıl bitiyor diye zil takıp oynayacağım; (muhtemelen yarın bu saatlerde)
sevdiğim çok insan öldü bu yıl; hayır ölüme karşı olduğumdan değil de hani hepsi üst üste gelince...
ayrıca pek tuhaf olaylar oldu hala da olmaya deva ediyor.
mesela
soru: bir grup insanı bir parka toplar, çıkışları kapatmak suretiyle sıkıştırır; üstüne gaz sıkarsanız ne olur?
zıplamayan Tayyeap olur.
neyse bunları geçtik; Euro'nun 3'ü gördüğü günlere geldik.
kafası bozuk bir yıldı bu 2013 onun için pek sevmedim ama şöyle bir flash back yapacak olursam;
bu yıl okuduğum ve vay be dedirten üç kitap var;
- TOPLU HALÜSİNASYONLAR - Allen Ginsberg.
- İĞRENÇ ADAMLARLA KISA GÖRÜŞMELER - David Foster Wallace
- LEXİCON CORSI HAZAR SÖZLÜĞÜ - Milorad Paviç
üçünün de çevirmenine gıpta ettim okurken; ellerine sağlık.
Bu arada çok sevdiğim Leyla Erbil ölmeden önce çok mühim bir iş yaptı ve Filinta'yla buluştu.
Ahmed Arif'in oğlu Filinta.
Ahmed Arif'in kendisine yazdığı mektupları basmaya karar verdiler.
çıkar çıkmaz kitabı aldım. okurken sürekli,
Ah Ahmed Arif ah dedim durdum!
filmlere gelince; ne yazık ki filmleri seyretmekte hep geç kalıyorum; bazıları bu yılın filmleri değil ama ben bu yıl seyrettim ve görülesi filmler listeme bu yıl giren;
- THE IMPOSTER
- DİE WAND
- THE HOWL
- L'ECUME DES JOURS
şu bizim Saadet Aksoy'un da rol aldığı Penelope Cruz'un son filmi Twice Born da fena film olmamış onu da söylemiş olayım.
yılın şarkısı tabiki Daft Punk'ın get lucky'sidir. tartışmam, siz de tartışmayın.
ancak bu yılın ilk dinlediğimde içimde tuhaf bir coşkuya sebep olan müzik bir paul simon cover'ı oldu;
işte burada
http://justdriftingaround.blogspot.com/2013/02/drifter-proudly-presents-ve-bu-parcay.html
Devendra Benhart'ın für hildergard fan fin fon'u da şahane bir parça, albüm keza... onu da belirtmiş olayım.
yılın şiiri kendisine de söylemiştim burada da ilan ediyorum;
Le Petit Morte'un bloğunda okuduğum,
İMZALANACAK YERLERİ GÖSTEREN ŞİİR adlı şiiridir.
işte o da burada.
http://nedensizveben.blogspot.com/2013/12/imzalanacak-yerleri-gosteren-siir.html
bu yıl en çok karnımı tuta tuta güldüğüm blog post
http://gasilhane.blogspot.com/2013/11/yuzyln-aday-aday-abdullah-celik.html
bu blog moral bozucu şekilde komik ve muzip yazılarla dolu; sanırım ben söylemek istediğim şeyi bu şekilde ifade ettim de anlatabildim mi bilemem. takip edilesi bir blog bunu da belirtmiş olayım.
bu yıl okuyunca harbiden şaşırdığım haberlere gelelim;
1. Drogba Galatasaray'da! haberi
2. Şu bebeğini bırakıp bayram tatiline giden anne haberi.
3. hastasının karaciğerine lazerle kendi adının baş harflerini yazdığı anlaşılan doktor haberi.
diğer ayakkabı kutusuymuş, euroymuş, falanmış filanmış... bunlara şaşırmadım tabiki.
bu yıl 5 kere belediyeyi, 7 kere zabıtayı en az 10 kere Bedaş'ı aradım, çağrı merkezi çalışanına yüksek desibelde fırça kaydım. sonuç yan apartmandaki inşaat sabah dörde kadar çalışmıyor artık, gece bir dedin mi paydos ediyor.
neyse güzel şeylere gelelim.
bu yıl çok gezdim;
bu yıl yakından görüp fotoğrafını çektiğim en muhteşem graffiti buydu ;
Belgrad'da
İsviçre'de
çok mühim bir müzeyi gezdim
Lozan'daki art-brüt müzesi
işte izlenimlerim burada;
http://justdriftingaround.blogspot.com/search/label/outsider%20art
ama en çok etkilendiğim sanatsal faaliyet şu oldu; yakından görmek içinde olmayı çok isterdim;
ama blogpost olmasa nerden bilicez?
Jee young Lee'nin 'bi dünya enstelasyonu'
şu muhteşem blogda
http://pekguzelseyler.blogspot.com/2013/12/jeeyoung-lee.html
başka bişey kalmadıysa ben yatayım artık;
herkes yarın bi ara bu parçayı dinlesin kendi kendine tuhaf hareketler yaparak dans etsin derim ben!
sevdiğim çok insan öldü bu yıl; hayır ölüme karşı olduğumdan değil de hani hepsi üst üste gelince...
ayrıca pek tuhaf olaylar oldu hala da olmaya deva ediyor.
mesela
soru: bir grup insanı bir parka toplar, çıkışları kapatmak suretiyle sıkıştırır; üstüne gaz sıkarsanız ne olur?
zıplamayan Tayyeap olur.
neyse bunları geçtik; Euro'nun 3'ü gördüğü günlere geldik.
kafası bozuk bir yıldı bu 2013 onun için pek sevmedim ama şöyle bir flash back yapacak olursam;
bu yıl okuduğum ve vay be dedirten üç kitap var;
- TOPLU HALÜSİNASYONLAR - Allen Ginsberg.
- İĞRENÇ ADAMLARLA KISA GÖRÜŞMELER - David Foster Wallace
- LEXİCON CORSI HAZAR SÖZLÜĞÜ - Milorad Paviç
üçünün de çevirmenine gıpta ettim okurken; ellerine sağlık.
Bu arada çok sevdiğim Leyla Erbil ölmeden önce çok mühim bir iş yaptı ve Filinta'yla buluştu.
Ahmed Arif'in oğlu Filinta.
Ahmed Arif'in kendisine yazdığı mektupları basmaya karar verdiler.
çıkar çıkmaz kitabı aldım. okurken sürekli,
Ah Ahmed Arif ah dedim durdum!
filmlere gelince; ne yazık ki filmleri seyretmekte hep geç kalıyorum; bazıları bu yılın filmleri değil ama ben bu yıl seyrettim ve görülesi filmler listeme bu yıl giren;
- THE IMPOSTER
- DİE WAND
- THE HOWL
- L'ECUME DES JOURS
şu bizim Saadet Aksoy'un da rol aldığı Penelope Cruz'un son filmi Twice Born da fena film olmamış onu da söylemiş olayım.
yılın şarkısı tabiki Daft Punk'ın get lucky'sidir. tartışmam, siz de tartışmayın.
ancak bu yılın ilk dinlediğimde içimde tuhaf bir coşkuya sebep olan müzik bir paul simon cover'ı oldu;
işte burada
http://justdriftingaround.blogspot.com/2013/02/drifter-proudly-presents-ve-bu-parcay.html
Devendra Benhart'ın für hildergard fan fin fon'u da şahane bir parça, albüm keza... onu da belirtmiş olayım.
yılın şiiri kendisine de söylemiştim burada da ilan ediyorum;
Le Petit Morte'un bloğunda okuduğum,
İMZALANACAK YERLERİ GÖSTEREN ŞİİR adlı şiiridir.
işte o da burada.
http://nedensizveben.blogspot.com/2013/12/imzalanacak-yerleri-gosteren-siir.html
bu yıl en çok karnımı tuta tuta güldüğüm blog post
http://gasilhane.blogspot.com/2013/11/yuzyln-aday-aday-abdullah-celik.html
bu blog moral bozucu şekilde komik ve muzip yazılarla dolu; sanırım ben söylemek istediğim şeyi bu şekilde ifade ettim de anlatabildim mi bilemem. takip edilesi bir blog bunu da belirtmiş olayım.
bu yıl okuyunca harbiden şaşırdığım haberlere gelelim;
1. Drogba Galatasaray'da! haberi
2. Şu bebeğini bırakıp bayram tatiline giden anne haberi.
3. hastasının karaciğerine lazerle kendi adının baş harflerini yazdığı anlaşılan doktor haberi.
diğer ayakkabı kutusuymuş, euroymuş, falanmış filanmış... bunlara şaşırmadım tabiki.
bu yıl 5 kere belediyeyi, 7 kere zabıtayı en az 10 kere Bedaş'ı aradım, çağrı merkezi çalışanına yüksek desibelde fırça kaydım. sonuç yan apartmandaki inşaat sabah dörde kadar çalışmıyor artık, gece bir dedin mi paydos ediyor.
neyse güzel şeylere gelelim.
bu yıl çok gezdim;
bu yıl yakından görüp fotoğrafını çektiğim en muhteşem graffiti buydu ;
Belgrad'da
İsviçre'de
çok mühim bir müzeyi gezdim
Lozan'daki art-brüt müzesi
işte izlenimlerim burada;
http://justdriftingaround.blogspot.com/search/label/outsider%20art
ama en çok etkilendiğim sanatsal faaliyet şu oldu; yakından görmek içinde olmayı çok isterdim;
ama blogpost olmasa nerden bilicez?
Jee young Lee'nin 'bi dünya enstelasyonu'
şu muhteşem blogda
http://pekguzelseyler.blogspot.com/2013/12/jeeyoung-lee.html
başka bişey kalmadıysa ben yatayım artık;
herkes yarın bi ara bu parçayı dinlesin kendi kendine tuhaf hareketler yaparak dans etsin derim ben!
29 Aralık 2013 Pazar
27 Aralık 2013 Cuma
22 Aralık 2013 Pazar
19 Aralık 2013 Perşembe
17 Aralık 2013 Salı
16 Aralık 2013 Pazartesi
THE RUNNERS
koşar mısınız?
koşarken düşünür müsünüz?
ne düşünürsünüz?
koşarken biri bişey sorsa cevap verir misiniz?
ya sorduğu şey... nasıl desem biraz kişiselse?
onun için bu kısa filme bayıldım;
kardiyovasküler sistem filan bir yana koşmak en çok akşamdan kalmaya iyi gelir. çok güzel ayıltır; hiç içmemiş gibi olursun yarım saatte;
bu arada 30 yaşına kadar düzenli koşmamış olanlar koşmasın yürüsün diyorlar ona göre!
15 Aralık 2013 Pazar
gecenin parçası; cirrus
silver'ını sevdiğim 'bonobo' aka simon green;
-ben de bonobo'yu tercih ederdim-
şahane bir parça daha!
müzisyen adam canım ne diyelim...
Drifter's pick! 'IF I DIE'
Sun Yuan ve Peng Yu
son enstalasyonları bi değişik;
IF I DIE/ ÖLÜRSEM biraz mumya biraz fiberglass karışımı özel bir malzemeyle hazırlanmış;
epey bi sürreal ifade. etkileyici...
2011'de Teenager Teenager sergisi de çok başarılıymış onu da sitelerini gezerken fark ettim.
şöyle ki;
resmi websiteleri burada;
13 Aralık 2013 Cuma
13.12.1977
"Ben de hepinizden farklı bir solucandım, kim bilir?
Şimdi yarısı ezilmiş , yerde yattığı için belli olmuyor."
Oğuz Atay- Tutunamayanlar
Şimdi yarısı ezilmiş , yerde yattığı için belli olmuyor."
Oğuz Atay- Tutunamayanlar
12 Aralık 2013 Perşembe
The Black Rider'ı izlemek isteyen???
evet o Black Rider!
Tom Waits, Bill Burrougs ve Robert Wilson'ı biraraya getiren Black Rider.
Kar muhalefetinden evde mahsur kafalarına iyi gider diye düşündüm;
rica ederim ne demek...
oyun'un ilk gösterimi Hamburg'da Talia sahnesinde yapılıyor; Black Rider Der Freischütz, adlı bir Alman fabl'ından uyarlamadır.
Etiketler:
Robert Wilson,
Tom Waits,
William S Burroughs
11 Aralık 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)