gökyüzünün altında gevşemiş onun bunun üzerine kafa yorup duruyor. Emeğin doğasını düşünüyor. Avareliğin doğasını ve göğün kendisini. Kocaman dalga dalga bulutlar yere o kadar yakın duruyorlar ki, insanın kement atıp birini tutası geliyor.- ister başının altına yastık yap ister midene indir. Bir tabak bol sulu fasülyeyi kocaman bir parça bulut etiyle götür, sonra da biraz kestirmek üzere uzan. Ne hayat ama! (hayalperestler- Patti Smith)
görülesi filmler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
görülesi filmler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
22 Ekim 2012 Pazartesi
9 Ekim 2012 Salı
le temps de l'amour
olmuyosa soundtrackini izleyin!
(amma film tavsiye eden biri oldum çıktım.)
bu da acayip birşey;
https://www.youtube.com/watch?v=QxRnd_ACxJo
iyi bir kulaklıkla dinleyice daha da bir hoş oluyor!
8 Ekim 2012 Pazartesi
Biraz Francesca'dan bahsedelim;
öyle independent movies database'ini karıştırırken WOODMANS diye bir filme rastladım. biography kategorisine atılmış 2010 yapımı bir film...önce atlamayı düşündüm isim çok çekici gelmedi ama biyografik anlatımlar beni tutuyor biraz bakayım dedim.
ilk sahnedeki elinde beyaz bir kağıt tutan ve kağıdı yırtarak çırılçıplak kalan kadını görünce jeton düştü bu woodman o woodman dedim. yani Francesca Woodman. fotoğraflarına hep hayran olduğum kadın. 1981'de binanın çatısından atlayarak intihar eden Francesca Woodman...
Film yine kendimi tutamayıp tavsiye edeceğim filmlerden de;
biraz Francesca'dan bahsedeyim;
1972-80 arasında sadece fotoğraf çekmek için yaşayan bir genç kadın Francesca. 1958 doğumlu. Makinayı eline alır almaz Fotoğraf çekmeye ve fotoğrafa vurulmuş biri. Çocukken en sevdiği oyun fotoğraf çekmek ama öyle çiçek, böcek, doğa, manzara sanılmasın; çekmeyi sevdiği kendisi. Fotoğraflarında kendini model olarak kullanıyor.
14 yaşında çektiği bu fotoğrafta elinde tuttuğu kameraya bağlı bir kablo.
Bu fotoğraf nadir giyinik ve doğal (burası tartışılır) poz verdiği fotoğraflarından... genelde onu çırılçıplak ve hep bir mizansen içinde, kafasındaki görüntünün, hayalindeki sanatın bir objesi olarak görüyoruz.
1975'de sanat okuluna gidiyor; sınıfarkadaşının söylediğine göre bir tek o ne yapmak istediğini biliyormuş ve yapıyormuş.
çok etkilendiğim fotoğraflarından bazıları
vitrin camının içine sıkışmış bedeni...
duvarkağıdını soydukça altından bedenim çıkıyor mu diyor? (çok sevdiğim fotoğrafı bu!)
çok sevdiğim bir diğeri...
ve bir diğeri...(belki de en sevdiğim budur.)
böyle sürüp gider zaten öyle muhteşem şeyler çekmişki...
Neyse google images'da hepsi var bakarsınız.
bu fotoğrafları çeken birine gökten zembille inmiş muamelesi yapmadan edemiyor insan da filmde biraz daha nerde doğmuş, anası babası kimmiş (ki o da benim için tamamen sürpriz oldu pek tahmin edemezdim tahmin etmeyi denemiş olsaydım eğer) özellikle annesi kimmiş, arkadaşları, gönül durumları hakkında birazcık fikir sahibi olabiliyor... ama bu insanlar muamma doğar muamma ölür ve yukarıda saydığım çevresel aktörler ancak bir ölçüde kişiliklerinde etkilidir.
film günlüğünü biraz karıştırıyor; şöyle şeyler yazmış mesela:
I wish I didn't waste my patience so endlessly in my living life because there is never enough left for study or play.
No!
everything is not ok!
and I don't know.
It's a matter of pride.
It shocks me that I am so obvious
I don't know what to do about it.
Perhaps a hat with a veil.
I feel like I am floating in plasma I need a teacher or a lover.
I need someone to risk being involved with me.
en çok da şunu sevdim:
I confuse everything for myself.
sonra birgün işte yakın arkadaşını arıyor, artık fotoğraf çekmeyeceğim diyor.
filmin linki'ni yazıyorum ama üye filan olmak gerekiyor belki daha kolay yolu vardır izlemenin...
http://www.solarmovie.eu/link/play/958237/
aynayla yaptığı işler çok etkileyici gerçekten.
ilk sahnedeki elinde beyaz bir kağıt tutan ve kağıdı yırtarak çırılçıplak kalan kadını görünce jeton düştü bu woodman o woodman dedim. yani Francesca Woodman. fotoğraflarına hep hayran olduğum kadın. 1981'de binanın çatısından atlayarak intihar eden Francesca Woodman...
Film yine kendimi tutamayıp tavsiye edeceğim filmlerden de;
biraz Francesca'dan bahsedeyim;
1972-80 arasında sadece fotoğraf çekmek için yaşayan bir genç kadın Francesca. 1958 doğumlu. Makinayı eline alır almaz Fotoğraf çekmeye ve fotoğrafa vurulmuş biri. Çocukken en sevdiği oyun fotoğraf çekmek ama öyle çiçek, böcek, doğa, manzara sanılmasın; çekmeyi sevdiği kendisi. Fotoğraflarında kendini model olarak kullanıyor.
14 yaşında çektiği bu fotoğrafta elinde tuttuğu kameraya bağlı bir kablo.
Bu fotoğraf nadir giyinik ve doğal (burası tartışılır) poz verdiği fotoğraflarından... genelde onu çırılçıplak ve hep bir mizansen içinde, kafasındaki görüntünün, hayalindeki sanatın bir objesi olarak görüyoruz.
1975'de sanat okuluna gidiyor; sınıfarkadaşının söylediğine göre bir tek o ne yapmak istediğini biliyormuş ve yapıyormuş.
çok etkilendiğim fotoğraflarından bazıları
vitrin camının içine sıkışmış bedeni...
duvarkağıdını soydukça altından bedenim çıkıyor mu diyor? (çok sevdiğim fotoğrafı bu!)
çok sevdiğim bir diğeri...
ve bir diğeri...(belki de en sevdiğim budur.)
böyle sürüp gider zaten öyle muhteşem şeyler çekmişki...
Neyse google images'da hepsi var bakarsınız.
bu fotoğrafları çeken birine gökten zembille inmiş muamelesi yapmadan edemiyor insan da filmde biraz daha nerde doğmuş, anası babası kimmiş (ki o da benim için tamamen sürpriz oldu pek tahmin edemezdim tahmin etmeyi denemiş olsaydım eğer) özellikle annesi kimmiş, arkadaşları, gönül durumları hakkında birazcık fikir sahibi olabiliyor... ama bu insanlar muamma doğar muamma ölür ve yukarıda saydığım çevresel aktörler ancak bir ölçüde kişiliklerinde etkilidir.
film günlüğünü biraz karıştırıyor; şöyle şeyler yazmış mesela:
I wish I didn't waste my patience so endlessly in my living life because there is never enough left for study or play.
No!
everything is not ok!
and I don't know.
It's a matter of pride.
It shocks me that I am so obvious
I don't know what to do about it.
Perhaps a hat with a veil.
I feel like I am floating in plasma I need a teacher or a lover.
I need someone to risk being involved with me.
en çok da şunu sevdim:
I confuse everything for myself.
sonra birgün işte yakın arkadaşını arıyor, artık fotoğraf çekmeyeceğim diyor.
filmin linki'ni yazıyorum ama üye filan olmak gerekiyor belki daha kolay yolu vardır izlemenin...
http://www.solarmovie.eu/link/play/958237/
aynayla yaptığı işler çok etkileyici gerçekten.
15 Temmuz 2012 Pazar
kentsel çürümüşlüğün romantizmi
"Buenos Aires kontrolsüz ve
çarpık bir şekilde büyüyor, terkedilmiş
bir ülkenin aşırı kalabalık şehri. Bu şehirde binlerce bina gökyüzüne doğru yükseliyor
gelişigüzel bir şekilde… uzun bir
binanın yanında kısa bir bina, orantılının yanında orantısız, Fransız tarzının yanında tarz yoksunu bir
bina.
Bu çarpıklıklar muhtemelen bizi temsil etmekte…
Estetik ve ahlaki çarpıklıklarımızı…
Hiçbir mantığı olmayan bu binalar, kötü planlamanın eseri. Tıpkı
hayatlarımız gibi, nasıl yaşamak istediğimize dair hiçbir fikrimiz yok.
BA bir mola yeriymiş gibi yaşıyoruz, bir kiracı kültürü
yaratmışız.
Binalar daha küçük binalara yer açmak için giderek daha da
küçülüyorlar. Evler oda sayılarına göre
ölçülüyor, ve balkonu, oyun odası, hizmetçi odası
ve kileri olan beş odalılarla; ayakkabı kutusu olarak bilinen tek odalılar
arasında değişiyor.
İnsan eli değen her şey gibi binalar da birbirimizle olan
farklılığımız yansıtıyor artık.
Bir ön giriş bir de arka giriş var
Ferah ve basık evler var
Ayrıcalıklı insanlar A ya da bazan da B blokda oturuyorlar
Harflar ilerledikçe apartman kötüleşiyor
Vaadedilen manzara ve ışık
gerçekle nadiren örtüşüyor
Nehre sırtını dönen bir şehirden ne beklenebilir ki?
Ayrılıkların boşanmaların aile içi şiddetin,
Kablolu kanal sayısındaki patlamanın iletişim eksikliğinin
umursamazlığın uyuşukluğun depresyonun intaharların nevrozların Panik atakların
Obezitenin gerginliğin
güvensizliğin melankolinin
Stres ve hareketsiz yaşam tarzının
Mimar ve mühendislerin suçu olduğundan adım gibi eminim.
intihar hariç bu rahatsızlıkların hepsi ben de de var."
diye başlıyor film; "Medianeras", yani "Yanduvarlar"
fotoğraf gibi film çekmiş adam; Gustavo Taretto
ben öyle filmleri günü gününe takip eden biri değilim, bu film de çok yeni bir film değil dolayısıyla...2011 yapımı galiba... mevzu bildik mevzu ama her sahne bir fotoğraf...çok beğendim dayanamayıp tavsiye ediciim...
filmin tamamı (dublajlı) için link; http://gunlukfilm.com/medianeras-izle-2.html?postTabs=0
Etiketler:
drifter's pick,
görülesi filmler,
gustavo taretto,
medianeras
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)