31 Ağustos 2019 Cumartesi

28 Ağustos 2019 Çarşamba

26 Ağustos 2019 Pazartesi

Bugün pazartesi mi?

“Ben dediğim koskocaman bir oyuk
Koltuğun üstünde, aynadaki yansıda
Bir oyuk! sofada, mutfakta, yatağımda
Yaşamayı tersinden kolluyorum sanki
Yetişip öne geçiyorum sık sık. Sözgelimi
Bir iki saatte bitiveriyor bir mevsim
İyi
Bugün pazartesi mi? kapının, pencerenin durumu
Salıyı gösteriyor.”

Alıntı Şuradan: Cansever, Edip. “Bezik Oynayan Kadınlar.” Ada Yayınları


25 Ağustos 2019 Pazar

pazar = junk food; football and mr.robot weekend!


in zeno we trust:  hareket imkansızdır!


günün kelimesi: Balagan

İbraniceye Yiddişten geçmiş bir kelime, "tekmil kaos" anlamına geliyor. Eşsiz bir kelime bu, çünkü kavramın başka dillerdeki zımni olumsuz değerinin aksine , balagan'ın altmetni olumlu. Ama bu olumluluk aleni değil - kibirli bir anne babanın yaramaz çocuğundan gülümsemesini gizlemesi gibi-yine de tamamen orada. Gelgelelim Balagan'la dolu bir toplum için kaos pekiala canlılık ve tutkunun da kanıtıdır. İnsanların birbirini ittiği ve sıraya kaynak yaptığı bir yerde, çocukların kağıda değil duvara resim yapmakta ısrar ettiği bir yerde, evrak çantasında pastırmalı sandviçin arasına lekeli gelir vergisi tutanaklarının girdiği ve kareli bir kağıt parçasında bir şiirin başlangıcının olduğu bir yerde - işte orada insan özgürlüğünü bulacaksınız, Yiddiş ve İbranicenin daima kutsal saydığı özgürlüğü.
Etgar Keret

Thom yorke- 'I see you' off-zine limited ed.


şöyle bir teorim vardı: "Selçuk İnan'ın geri pasları saha kenarından izleyen teknik direktörü, televizyondan veya tribünün üst sıralarından izleyen taraftarı ettiği kadar hasta etmiyor olabilir. Yani durumun vahametini görmek için kuşbakışı bakmak lazım oyuna..." diyordum.   
Fatihcim sağolsun tribünden de baktı baktı benim gördüğümü göremedi demek.Sağlık olsun.

Rabobank diye bi banka var burda , geçen hafta gastede okudum , artık gasteokuyacak kadar hollandaca biliyorum bu arada; futbolla ilişkisi olan yani futbolcu, menajer, teknik adam yönetici klüp başkanı, masör filan... kimseye hesap açmayacağını hiçbir bankacılık işlemi yapmayacağını duyurmuş. sebep? corruption!
ben anlamamışımdır diye sordum soruşturdum. gerçekmiş! İkinci lig transferleri fecaatmış.
şaşırdım kaldım!
yani hollanda da da durum öyleyse bu iş bitmiştir.
Seneler önce biri "ben iyi galatasaraylıydım da çok sıkıldım yanlış giden bişeyler var artık baktım veremiyorum kendimi, izlememeye başladım, sonra da soğuyarak koptum" dediydi. Ben şimdi biraz anlıyorum sanki ne hissettiğini.  İlk kez sezonun açılış maçını Mr Robot'un 2. sezonunun üçüncü bölümüne feda ettim. Selçuk İnanın ilk 11'de olup Donk'un olmayışının da bunda çok katkısı olduğunu yadsıyamam.
Şu falcao transferinin geldiği nokta filan....yok oralara hiç giresim yok. neyse!



Tantanacılık diye birşey var kültürümüzde. Dikkat etmekle, uyanık olmakla kurtulamadığın bir durumdur bu. içine düştün mü madur olmadan yani elini kurtarırsan kolunu kaptırmadan , kolunu kurtarırsan elini kaptırmadan kurtulamadığın bir durumdur bu. Geçmiş olsun!

Gezi için helak olurken Sarıyer ormanlarına daldılardı;
sen kesmesinler diye bağırırken yakıyorlar. Yakmasınlar diye çırpınırken suyuna siyanür katıyorlar. yağmur suyunu emecek toprak bırakmadılar koca kent istanbul'da biraz sağnak uzun sürse adam boğulacak denli sel oluyor. Kanadalı kazanacak, amerikalı kazanacak, rus kazanacak, arap kazanacak, çinli kazanacak ama sen kaybedeceksin. Böyle bu, anladık artık.

tübitak asrın projesi baabında fasülyeye kuran okuyan bilim insanına ödül vermiş ya; o da gitmiş Amerika'da research bursuna başvurmuş. Almazlarsa çok ayıp ederler diye düşünüyorum.

güzel pazar geyiği yaptım.
Hadi maçı seyretçem ben artık. 

24 Ağustos 2019 Cumartesi

23 Ağustos 2019 Cuma

Starry night gif!



"I know nothing with any certainity but the sight of the stars make me dream."
Vincent van Gogh.

12 Ağustos 2019 Pazartesi

bir Murakami romanı bittiğinde...


Sadece roman okumuş olmazsınız.!

Norwegian Woods'u ele alalım; Türkçe'ye İmkansızın Şarkısı olarak çevrilmişti.

Bikere içinde Brahms, Sergent Pepper Lonely Club Band, bolca Beatles, Pat Powel, Thelonious Monk, Bacharach, Miles Davis, Rolling Stones, Jim Morisson, John Coltrane, Tony Bennet, Coleman, Ravel, Drifters, Carlos Jobim, Sarah Vaughan ve dahasının sıralanmış olduğu coşkun dalgalı jazz ağırlıklı bir playliste sahipsinizdir artık. Bildiğiniz şarkıları, okurken fonda duyarsınız; bilmediklerinizi de açıp dinlemek istersiniz.

sonra;
kitaplığınızdan bir iki kitaba yeniden göz atasınız gelir; yada romanı bitirir bitirmez kitapçıya gidesiniz...
çünkü mesela şu kitapların ismi geçmiştir.
Joseph Conrad- Lord Jim
Thomas Mann- Büyülü Dağ
Marx- Kapital
Faulkner- Ağustos Işığı
Hermann Hesse - Çarklar Arasında
Fitzgerald- Muhteşem Gatsby
gibi.
Tenesse Williams, Boris Vian, Eurupides, Georges Bataille, Balzac, Dante, Dickens okuyan karakterlere imrenirsiniz.

sonra tutar bir karaktere şöyle dedirtir:
"Çağdaş edebiyata güvenim yok demiyorum. Ama değerli vaktimi de zamanın vaftiz etmediği eserleri okuyarak ziyan etmek istemem. Hayat zaten yeterince kısa."


bi de üstüne
iştahınız açılır; karakterler laf olsun diye restoranda buluşmazlar, gidince eni konu yemek yerler, içki içerler. Ayrıca yemek de yaparlar, en az bir yemek tarifi alırsınız özellikle Japon mutfağından...

yani bir gün Japonya'ya gidecek olursanız aç kalmazsınız; restorana gittiğinizde menüde içinde ne olduğunu bildiğiniz bir iki yemek bulursunuz.

başkaa...
karakterlerin ilgi alanlarına ve birikimine bağlı değişen konularda- ki bazen hakkaten romanın gidişatıyla hiç bi alakası olmaksızın- gerekli gereksiz çeşitli pratik bilgiye maruz kalırınız. Bu bilgilerin bazıları hayatta işinize yarayacaktır.

enteresan kelimeler , kavramlar öğrenirsiniz.
Deus ex machina falan gibi..


-Söylesene , zenginliğin en büyük üstünlüğü nedir biliyor musun?
-Hayır.
-Paran olmadığını söyleyebilmektir.

filan gibi diyaloglar geçince o ana dek geyik muhabbeti yapan karakterler arasında; hoppalaa der durur düşünürsünüz acık.


nihayetinde de;
ucu açık bi sonla bırakır sizi keyaki yapraklarının uçuştuğu saçma sapan çıkmaz bir sokakta mesela...
 

10 Ağustos 2019 Cumartesi

5 Ağustos 2019 Pazartesi

Beatles yeni albüm çıkartmış gibi


Son zamanlarda arabada en çok bu albümü (Raw Honey) dinliyorum çok hoşuma gidiyor, Beatles yeni albüm çıkartmış gibi.
Bu parça da çok güzel bence.


2 Ağustos 2019 Cuma

Ağustos akşamı şarkısı


Gecenin vidyosu , günün kelimesi ve de kıssadan hisse


"tarantino-esque" / tarantinesk
"Özellikle grafik ve stilize edilmiş şiddet, sinematografik referanslar, başlangıç sonuç hattını izlemeyen anlatım, keskin diyaloglar ve dahası... " gibi özellikleri barındıran 90'ların sinemasına damga vurmuş türü çağrıştıran filmleri anlatmak için kullanılan sözcük.


Kıssadan hisse; sanatçı taklit eder, büyük sanatçı çalar! Homage yapmak büyüklüğün şanındandır neticede. (Büyük olduğu için; picasso gibi hehe!)