15 Nisan 2017 Cumartesi

14 Nisan 2017 Cuma

drifter'ın düşünce balonu

ayyy fena!
valla nazarım değdi ; demek değiyormuş benim nazarım...
şu son yediğimiz gol oncesi "vay be Fabri iyi iş çıkarıyor içinden bir Muslera çıktı”diyordum ki:  adam bi saçmaladı, bi tuhaf bişey oldu; kaleci olduğunu unuttu; hatta nerde olduğunu filan unuttu...
nooldu öyle? hiç anlamadım.
ne diyim?
tüh! 

13 Nisan 2017 Perşembe

gördüğüm en güzel suluboya resimler bunlar olabilir!




Elicia Edijanto Endonezyalı bir ressam ablamız. kendisi sadece siyah beyaz arası tonları kullanarak sulu boya yapıyor;  Ben ki sulu boyadan pek haz etmem bu resimlere hayran kaldım.
“My subject are often children and animal because they are honest, sincere, unprejudiced and unpretentious,”
demiş bir röportajında. 







web sitesinde gerisi mevcut her biri birbirinden şükela...

9 Nisan 2017 Pazar

çok güzel pazar şarkısı Limp Twins - Sunday Driver


rüyamda bi uyanıyorum: 16 nisanmış radyoda bu şarki çalıyormuş! 
   aman bi huzurlu sabah! sorma...
hayırlısı!





26 Mart 2017 Pazar

20 Mart 2017 Pazartesi

pazartesi pazartesi aklimiza vaya con dios düşürüp güneş paylaşan Mithad Selim'e selam olsun...


reklama bak!

18 Mart 2017 Cumartesi

17 Mart 2017 Cuma

cuma aksami warm up kafalari



spend all your time
spend all your time
spend all your time
falling !

16 Mart 2017 Perşembe

Paterson diyorum!

sadece ama sadece oyuncuları için seyrettiğim seyrederken oyuncularının gözünün içine baktığım filmler var. PATERSON onlardan biri... ne anlattığının hiç bir önemi yok. Bu kadro 10 tane daha film çekse; (ama Paterson filminde oynayan tüm oyuncular kopek de dahil diyorum) sıkılmam seyrederim.




Dikkat ettiyseniz Jim Jarmusch'dan hiç bahsetmedim! :)

11 Mart 2017 Cumartesi

Günün kısası ; BAT EYES!



William Buttler Yeats'in aşkından öldüğü Irlandali artist Maud Gonne'a yazdigi bilinen 'when you are old' şiiri etrafinda dönen bir kısa film.
Kadın haklari savunucusu Cumhuriyetci Maud Gonne'a dört kere filan evlenme teklif etmis Yeats hayati boyunca... Kısmet değilmiş demekki!

Şiirin tam metni şöyle;


When you are old and grey and full of sleep, 
And nodding by the fire, take down this book, 
And slowly read, and dream of the soft look 
Your eyes had once, and of their shadows deep; 

How many loved your moments of glad grace, 
And loved your beauty with love false or true, 
But one man loved the pilgrim soul in you, 
And loved the sorrows of your changing face; 

And bending down beside the glowing bars, 
Murmur, a little sadly, how Love fled 
And paced upon the mountains overhead 
And hid his face amid a crowd of stars. 


bu da Maud Gonne'nın ölümünden  5 yil önce çekilmiş bir fotografi yaşlı,  gri ve uykulu;
ateşin başında elinde Yeats'in kitabi...




8 Mart 2017 Çarşamba

bugunun sarkisi! Yener Çevik - Tablo | feat. Eypio, Hayki ( Prod. Nasihat )


SÖZLER

-YENER ÇEVİK-

9, 10 yaşım sokakta gevrek
Sabah 4'te uyanıp işe gitmek
O sıralar öğrendim kolay değil ekmek
Almak için koşmak gerek
Semt toprak, yağmurda çamur
Bimden 1kilo un üstüne hamur
Alamıyom eti rejim etmem kabul
Bin mülteci dolu habibi bavul
İstemiyo, döner ama dönmüyecek
Sevgiliye hediyede kopan çiçek 
Kopup gidek üzenden öncesi
Mutlu etmeyende meşgul etmesin
Artık böyle eski şarkılar
Entele modernlik bizlere arabesk
Adın tende değil bende saklı yar
Kimi zaman legal kimi protest

Nakarat

Elinde tütününü sarar
Gözünden akan yaşı sarar
Bi bank üstünde sabah 
Edenin mi BU GÜNAH

-EYPİO-

Greenpaece gibiyim yeşille başladım
Çalıştım konfeksiyon kotta taşladım
Votkayla rusyada makarna haşladım
Benim kızım baba dediğinde otuzdu yaşlarım
Yirmi küsürlerimde çatıktı kaşlarım
On beşimde hep nasırla dol avuçlarım
Hayat dediğin filmi oğlum hep karışladım
...kenler hep tanışlarım, bu raplar haykırışlarım
Bi kalk bi kalk bu katlanışlarım niye
Sordum kendime nedendir saklanışlarım
Anti deprasan yoluyla haplanışlarım
Adımapo diye benimde hep yasaklanışlarım
Dostlarından yersin oğlum hep kazıkları
Boğazında düğümlensin hep rızıkları
Miilet toplar bütünleri, sen bozukları
Bu YENER ve EYPİO ve çek kılıçları

Nakarat

Elinde tütününü sarar
Gözünden akan yaşı sarar
Bi bank üstünde sabah 
Edenin mi BU GÜNAH

-HAYKİ-

Bırakında gülelim bi bitmediki hüküm
Düşünmedik üşenip ve tekmeledik düşeni
İstediğini kazanınca azaldımı yükün
Bi duman olup doldu geri boğazından içeri
Mideme vuran bu şey acıdanda beter
Sekiz metre kare yerde yaşanır mı? Yeter
Penceremde duvar, nefesimde duman
Umut karın doyurmaz ama ayaktada tutar
Soğutmadan uzat burda işler hızlı
Başaramayanlar İSTANBULA kızdı
Ne bir kadın ne şiir nede şarkı
Konuşulan tek şeyde parasızlık
O da yaşamak için eline koz
Koluna eş satın alır yanına dost
Ama bu ne beni güldürür nede seni
Boş kafaların, boş fikirleri

Nakarat

Elinde tütününü sarar
Gözünden akan yaşı sarar
Bi bank üstünde sabah 
Edenin mi BU GÜNAH

7 Mart 2017 Salı

BANKSY DUVARA KARSI!!!

pek afili baslik oldu!





- Banksy Otel acmis? 
- valla mi? gitsek ya? nerde acmis?
- haa gidersin belki filistin israil arasinda bi duvar var bildin mi? yanniz israilden gecis yok filfistinden gitcen dumduz! orda otel! 
- yapma be o biraz agir kacmis!
bi de: otel duvara mi bakiyo ne?
-aynen dünyanın en cirkin manzarali oteli diyorlar!
-cok cool!







sputnik'te okudugum kadariyla bir kac gun once acilmis otel, acilana kadar da operasyon son derece gizli yurutulmus.  sanat, protesto, turizm hepsi birbirine karismis tuhaf bir proje. Tutar mi orasi mechul ! lokasyon sebebiyle diyorum!!!
ama ilginc tabii...

haha detayli bilgi , rezervasyon ve daha fazla resim icin buyrun tiklayin:








28 Şubat 2017 Salı

gunun vidyosu; demokrasi denen bisey var!




Karizmatik sesli adamin su yukardaki vidyoda animasyonlarla izah ettigi gibi Tocqueville´e bakilirsa bu demokrasi demokrasi diye kicimizi yirttigimiz siztemin bir kac puruzu var.
haa,  "Tocqueville mi kalmis allasen!" diyenleriniz de olabilir: olsun yine de yazcam.

Alexis de Tocqueville, Democracy in America kitabini yayimladiginda yil 1835. Political philosophy alaninda yazilmis gelmis gecmis en onemli eserlerden biri kabul ediliyor. Amerikan toplumu hakkinda yaptigi gozlemler, o bicim keskin; ozellikle o gun, bir Firansiz icin.

Napolyon Avrupasindan bakinca bayagi bi gideri var gibi gorunen bu sistemi, 'yerinde  inceliyim ben en iyisi' diyip, Fransiz devletinden kaptigi gibi bursu, solugu Amerika'da aliyor.   o zaman Amerika, Amerikanin yarisi kadar filan. Baskan Andrew Jackson, demokrasi ve reform cagi, pazar devrimi olmus; o bicim terakki var... 9 ay eyalet eyalet geziyor.
Ne demokrasi seysiymis vay anasini' diye diye donuyor fransaya.

sonuc:
'eyvallah ! insan evladi tam kendine layik sistemi bulmus... bu sistem dunyanin her bi yanini ele gecirir ilerde herbikimseler bu sistemin hastasi olur, ufak bir iki puruz var ama onu da kim takar?'

dememis tabi;

oturmus yazmis da yazmis... (Amerikalilarin okumadigi kesin! okusalar o gunden bu gune belki biseyleri degistirirlerdi.)
biz de outrup okuyacak degiliz tabi (oturup bisey okuyacak olsak yakinda tabi olacagimiz anayasa maddelerini okuruz degil mi?)

onun icin bize kitabi 5 maddede ozetleyen bu vidyoyu seyrediyoruz.

Demokrasinin kara yuzu:

1 Demokrasi insani paragoz yapar! 
- haydaaa!

 e napalim adamin ilk gozlemi bu olmus toplumla alakali.
bakmis ki amerikada milletin dini imani para! avrupalinin -alla' icin simdi!-  hayat, yasamak filan diyince aklina ilk gelen para degil. Niye degil? e cunku fakirin para dusunecek hali yok cunku hayati boyunca elde etmesi imkansiz, zengin de para dunecek degil ya zaten refah icinde takiliyo...
dolayisiyla bir avrupalinin yasadigi hayati degerlendirmek icin para bir kistas degil.
oysa demokrasi olsa tipki Amerika'daki gibi zengin veya fakir herhangi bir insanin oyunu dogru oynarsa ve sistemin suyuna giderse paraya ulasabilmesi mumkun olacakti. Bu da imrenilesi. takdir edilesi bir sey degil de nedir?
- ama iste 'asiri zengin olma tutkusu' insan zihninin en tehlikeli hastaligi... manevi ve entelektuel hayati bitiriyor... gozlerinde dolar cakan insanin ilim irfanla ne isi olur degil mi?
ohooo dusundugun see bak!
gozlerinde dolar cakan toplumun ilim irfan sahibi insanla zaten isi olmaz?

2. Demokrasi haset ve utanc sahibi yapar!
- o nasilmis yav?
  
soyle ki;
simdi prensipte herkes mal mulk, cit cubuk sahibi olabiliyo ya demokrasi olunca guya; bazilari bunun hakkaten her caliskan insan icin gecerli oldugunu filan saniyo... oyle degil! oyunun baska kurallari var! deli gibi calisiyosun cabaliyosun bi turlu olmayinca anliyosun oyle olmadigini ama olsun umut fakirin ekmegi ye memed ye... sonra memed kic ustu oturunca utaniyo, ama bi sikime yaramayan, kendisinin yarisi kadar calismayan komsusu bi sekil mali goturunce hasetinden catliyo...
simdi burda niye isyan cikmiyo derseniz: toplum oyle bir yarilmis ki tepedekiler ve asagidakiler diye...asagidakilerin tepedekilerin parasinda pulunda gozu yok; derdi kendi tabakasindakiyle asik atmak. alttaki alttakine haset edecek: tepedeki tepedekine... kimse kimseyi tepeleyemiyor anca haset edebiliyosun! boyle bir huzursuz duzen ; ama duzen!
sonra bu duzende yasayan insanciklar haset ve nefretten oyle bir kusacak hale geliyorlar ki; kusmuyorlar gidip Trump'i baskan seciyorlar!

3. Demokrasi zorbalik getirir! 

- neyin zorbaligi?
- cogunlugun zorbaligi!

demokrasi aslinda kulturel gelismisligi hos gormez, cogunluk gercek erdemi, gercek iyiyi, gercek olani kendi varligina tehlike olarak algilar ve zorbaligi devereye sokarak erdemi kusa cevirir kendi seviyesine indirir. cnn onun icin var mesela! Zorbalik arttikca kalite duser, kalite dustukce zorbalik artar...

4. Demokrasi otoriteye kil olur!

Otorite de neymis? Demokrasi denen bisey var! referendum denen bisey var hic mi duymadin?
Herhangi bir konuda otorite olamak icin okumak, yazmak , cizmek, calismak, dusunmek, kafa utulemek... bunlar ne bos isler! mesela bir ulusun anayasasini yapmak icin anayasa profesoru olmaya ne hacet? demokrasi denen bisey var di mi? ver coskuyu demokrasiye bes dakkada besiktas cillop gibi anayasan hazir! tepe tepe kullan.

5. Demokrasi oyle sanildigi gibi dusunce ozgurlugunu filan iplemez!

yok deve!
demokrasi dedigin her farkli gorusun dikkate alindigi sistem degil miydi?
oyle! aynen oyle!
farkli gorus bulursan dikkate alirsin!
ama bu noktada 3. maddeye donmeni onerecegim arkadasim! sonra gel konusalim guzel guzel!
sabahlara kadar!
cnn'lerde, haberturklerde, kanal d lerde...
nerde istersen cadde boydan boya!!!
(bu lafa da bitiyorum; yeri geldi mi hemen yapistirasim var!)





   

14 Şubat 2017 Salı

13 Şubat 2017 Pazartesi

Herşeye de bir cevabınız var!


şu Galatasaray'daki 50.yıl Cumhuriyet Anıtının akıbetini diyorum.
Mimar Korhan Gümüş mevzuyu gündeme getirmiş; İstiklal caddesindeki alt yapı çalışmasında Anıtın zarar gördüğüne bazı parçalarının moloza karıştığına dikkat çekmişti. İBB beyaz masadan cevap gelmiş. Cevap şu; yok öyle birşey, anıt zarar filan görmemiştir, kırılan parça filan yoktur dolayısıyla moloza karışan bişey yoktur.
şu yukarıdaki resme bakın bi allaaşkına...
Yuh ve de pes! ve dahi çüşşşş!
50. yıl Anıtı diyorum!
şunu vatan haini yapmaz be
etrafını çevirecek bir brandanız da mı yok?
yazıklar olsun!

herbişeye cevabınız var ama,
koskoca bina çöktü;
- e biz binayı boşaltmıştık, yıkın demiştik bizden günah gitti!
yurtlarda yangın merdivenleri kilitli
- e kızlar kaçıyor, ya da  erkekleri içeri alıyorlar naapalım?
zübeyde hanım büstü çalındı,
-e biz büstün başını mı bekleyelim,
50. yıl Anıtı?
-bişey olmadı ki...

ama bizim milleti bu cevaplar tatmin ediyo demekki! Allah kabul etsin.