7 Mart 2017 Salı

BANKSY DUVARA KARSI!!!

pek afili baslik oldu!





- Banksy Otel acmis? 
- valla mi? gitsek ya? nerde acmis?
- haa gidersin belki filistin israil arasinda bi duvar var bildin mi? yanniz israilden gecis yok filfistinden gitcen dumduz! orda otel! 
- yapma be o biraz agir kacmis!
bi de: otel duvara mi bakiyo ne?
-aynen dünyanın en cirkin manzarali oteli diyorlar!
-cok cool!







sputnik'te okudugum kadariyla bir kac gun once acilmis otel, acilana kadar da operasyon son derece gizli yurutulmus.  sanat, protesto, turizm hepsi birbirine karismis tuhaf bir proje. Tutar mi orasi mechul ! lokasyon sebebiyle diyorum!!!
ama ilginc tabii...

haha detayli bilgi , rezervasyon ve daha fazla resim icin buyrun tiklayin:








28 Şubat 2017 Salı

gunun vidyosu; demokrasi denen bisey var!




Karizmatik sesli adamin su yukardaki vidyoda animasyonlarla izah ettigi gibi Tocqueville´e bakilirsa bu demokrasi demokrasi diye kicimizi yirttigimiz siztemin bir kac puruzu var.
haa,  "Tocqueville mi kalmis allasen!" diyenleriniz de olabilir: olsun yine de yazcam.

Alexis de Tocqueville, Democracy in America kitabini yayimladiginda yil 1835. Political philosophy alaninda yazilmis gelmis gecmis en onemli eserlerden biri kabul ediliyor. Amerikan toplumu hakkinda yaptigi gozlemler, o bicim keskin; ozellikle o gun, bir Firansiz icin.

Napolyon Avrupasindan bakinca bayagi bi gideri var gibi gorunen bu sistemi, 'yerinde  inceliyim ben en iyisi' diyip, Fransiz devletinden kaptigi gibi bursu, solugu Amerika'da aliyor.   o zaman Amerika, Amerikanin yarisi kadar filan. Baskan Andrew Jackson, demokrasi ve reform cagi, pazar devrimi olmus; o bicim terakki var... 9 ay eyalet eyalet geziyor.
Ne demokrasi seysiymis vay anasini' diye diye donuyor fransaya.

sonuc:
'eyvallah ! insan evladi tam kendine layik sistemi bulmus... bu sistem dunyanin her bi yanini ele gecirir ilerde herbikimseler bu sistemin hastasi olur, ufak bir iki puruz var ama onu da kim takar?'

dememis tabi;

oturmus yazmis da yazmis... (Amerikalilarin okumadigi kesin! okusalar o gunden bu gune belki biseyleri degistirirlerdi.)
biz de outrup okuyacak degiliz tabi (oturup bisey okuyacak olsak yakinda tabi olacagimiz anayasa maddelerini okuruz degil mi?)

onun icin bize kitabi 5 maddede ozetleyen bu vidyoyu seyrediyoruz.

Demokrasinin kara yuzu:

1 Demokrasi insani paragoz yapar! 
- haydaaa!

 e napalim adamin ilk gozlemi bu olmus toplumla alakali.
bakmis ki amerikada milletin dini imani para! avrupalinin -alla' icin simdi!-  hayat, yasamak filan diyince aklina ilk gelen para degil. Niye degil? e cunku fakirin para dusunecek hali yok cunku hayati boyunca elde etmesi imkansiz, zengin de para dunecek degil ya zaten refah icinde takiliyo...
dolayisiyla bir avrupalinin yasadigi hayati degerlendirmek icin para bir kistas degil.
oysa demokrasi olsa tipki Amerika'daki gibi zengin veya fakir herhangi bir insanin oyunu dogru oynarsa ve sistemin suyuna giderse paraya ulasabilmesi mumkun olacakti. Bu da imrenilesi. takdir edilesi bir sey degil de nedir?
- ama iste 'asiri zengin olma tutkusu' insan zihninin en tehlikeli hastaligi... manevi ve entelektuel hayati bitiriyor... gozlerinde dolar cakan insanin ilim irfanla ne isi olur degil mi?
ohooo dusundugun see bak!
gozlerinde dolar cakan toplumun ilim irfan sahibi insanla zaten isi olmaz?

2. Demokrasi haset ve utanc sahibi yapar!
- o nasilmis yav?
  
soyle ki;
simdi prensipte herkes mal mulk, cit cubuk sahibi olabiliyo ya demokrasi olunca guya; bazilari bunun hakkaten her caliskan insan icin gecerli oldugunu filan saniyo... oyle degil! oyunun baska kurallari var! deli gibi calisiyosun cabaliyosun bi turlu olmayinca anliyosun oyle olmadigini ama olsun umut fakirin ekmegi ye memed ye... sonra memed kic ustu oturunca utaniyo, ama bi sikime yaramayan, kendisinin yarisi kadar calismayan komsusu bi sekil mali goturunce hasetinden catliyo...
simdi burda niye isyan cikmiyo derseniz: toplum oyle bir yarilmis ki tepedekiler ve asagidakiler diye...asagidakilerin tepedekilerin parasinda pulunda gozu yok; derdi kendi tabakasindakiyle asik atmak. alttaki alttakine haset edecek: tepedeki tepedekine... kimse kimseyi tepeleyemiyor anca haset edebiliyosun! boyle bir huzursuz duzen ; ama duzen!
sonra bu duzende yasayan insanciklar haset ve nefretten oyle bir kusacak hale geliyorlar ki; kusmuyorlar gidip Trump'i baskan seciyorlar!

3. Demokrasi zorbalik getirir! 

- neyin zorbaligi?
- cogunlugun zorbaligi!

demokrasi aslinda kulturel gelismisligi hos gormez, cogunluk gercek erdemi, gercek iyiyi, gercek olani kendi varligina tehlike olarak algilar ve zorbaligi devereye sokarak erdemi kusa cevirir kendi seviyesine indirir. cnn onun icin var mesela! Zorbalik arttikca kalite duser, kalite dustukce zorbalik artar...

4. Demokrasi otoriteye kil olur!

Otorite de neymis? Demokrasi denen bisey var! referendum denen bisey var hic mi duymadin?
Herhangi bir konuda otorite olamak icin okumak, yazmak , cizmek, calismak, dusunmek, kafa utulemek... bunlar ne bos isler! mesela bir ulusun anayasasini yapmak icin anayasa profesoru olmaya ne hacet? demokrasi denen bisey var di mi? ver coskuyu demokrasiye bes dakkada besiktas cillop gibi anayasan hazir! tepe tepe kullan.

5. Demokrasi oyle sanildigi gibi dusunce ozgurlugunu filan iplemez!

yok deve!
demokrasi dedigin her farkli gorusun dikkate alindigi sistem degil miydi?
oyle! aynen oyle!
farkli gorus bulursan dikkate alirsin!
ama bu noktada 3. maddeye donmeni onerecegim arkadasim! sonra gel konusalim guzel guzel!
sabahlara kadar!
cnn'lerde, haberturklerde, kanal d lerde...
nerde istersen cadde boydan boya!!!
(bu lafa da bitiyorum; yeri geldi mi hemen yapistirasim var!)





   

14 Şubat 2017 Salı

13 Şubat 2017 Pazartesi

Herşeye de bir cevabınız var!


şu Galatasaray'daki 50.yıl Cumhuriyet Anıtının akıbetini diyorum.
Mimar Korhan Gümüş mevzuyu gündeme getirmiş; İstiklal caddesindeki alt yapı çalışmasında Anıtın zarar gördüğüne bazı parçalarının moloza karıştığına dikkat çekmişti. İBB beyaz masadan cevap gelmiş. Cevap şu; yok öyle birşey, anıt zarar filan görmemiştir, kırılan parça filan yoktur dolayısıyla moloza karışan bişey yoktur.
şu yukarıdaki resme bakın bi allaaşkına...
Yuh ve de pes! ve dahi çüşşşş!
50. yıl Anıtı diyorum!
şunu vatan haini yapmaz be
etrafını çevirecek bir brandanız da mı yok?
yazıklar olsun!

herbişeye cevabınız var ama,
koskoca bina çöktü;
- e biz binayı boşaltmıştık, yıkın demiştik bizden günah gitti!
yurtlarda yangın merdivenleri kilitli
- e kızlar kaçıyor, ya da  erkekleri içeri alıyorlar naapalım?
zübeyde hanım büstü çalındı,
-e biz büstün başını mı bekleyelim,
50. yıl Anıtı?
-bişey olmadı ki...

ama bizim milleti bu cevaplar tatmin ediyo demekki! Allah kabul etsin.




9 Şubat 2017 Perşembe

kabusların fotoğrafçısı

Hani bazı insan kafasını koyduğu gibi yastığa horlamaya başlar...Maaşallah ne gam ne tasa!
Nicolas Buruno o insanlardan değil.  
Şu aşağıda gördüğünüz fotoğraflar Nicolas Buruno'nun kabusları.
çocukluğundan beri kafasını yastığa koyar koymaz horuldayan insanlara kin garez beslemiş bu sanatçımız yarı uyur yarı uyanık geçirdiği geceler boyunca gördüğü tüm o halüsinasyonları, korkunç imgeleri, sahneleri fotoğraflarda yeniden yaratıyor. 

rem uykusuna geçememekden muzdarip bu abimiz uyku günlüğü tutarmış lisedeyken.
sonra fotoğrafçılığa merak salmış, okula yazılmış;  ama tabi okulu bitirene kadar facebook, tumblr, instagram herbirimiz fotoğrafçı malum...dünya üzerinde çekilmemiş fotoğraf kalmadığı için zaten kaçak olan uykuları hepten kaçmış olsa gerek...
sonra evreka!
dünya üzerinde çekilmemiş tek fotoğraf benim kabuslarımın fotoğrafları arkadeş! demiş.
işe koyulmuş!



yani muhtemelen böyle olmuştur diye düşünüyorumtam emin olamamakla birlikte zira  şu aşağıdaki linkte bulacağınız web sitesinde snatçının bio'su kısmında hiç bişey yazmıyo...






Bütün hikayeyi de hepten yazmadık canım bir kısmını da röportajında söylediklerinden çıkardım. 
röportajında ayrıca Caravàggio, Caspar Friedrich, Jacques-Louis David ve Gilles Beloeil gibi sanatçılardan da biraz fikir afırttığını itiraf etmiş bence biraz da Magritte'ten afırtma var onu söylemeyi unutmuş yannız!
diğer fotolar burda!

Bugünün hayır şarkısı



https://www.youtube.com/watch?v=EFCS8oK2pJ8


Bilim, sanat ve eğitim özgürlüğü için,
Hayır Hayır olamaz Hayır olamaz Hayır!

6 Şubat 2017 Pazartesi

4 Şubat 2017 Cumartesi

Joanie 4 Jackie / Big Miss Moviola Project 300 filmlik arşiv açıldı.


Bu Miranda July yaman kadındır. Öyle doğmuş, yapacak birşey yok; bazı kadınlar yaman doğarlar yapacak bir şey yoktur!

Neyse kısaca anlatıyorum;
Joanie 4 Jackie Miranda July'nin 1995'de, kendisi 20 yaşında bir üniversite terkken başlattığı bir feminist underground filmcilik projesi. Henüz iphone facebook filan yok, yahoo'lu alta vistalı yıllar düşün artık.


Tek hayali film çekmek olan gencecik bir insanın  finans, teknoloji, lojistik filan gibi yetersizlikler yüzünden bir türlü sektöre girememesi, ve ama yine de;  kadın olması hasebiyle zaten 1-0 yenik başladığı maçtan 'bir puan olsun alır, berabere bağlarım' gayreti ile ortaya çıkmış, yaratıcılığının ürünü bu proje kendisi gibi yüzlerce kadına karanlıkta el yordamıyla da olsa basılacak bir düğme olmuş bu güne kadar...  

'bana film çek gönder; ben de sana bendeki çekilmişleri göndereyim, sonra bir yerde buluşur toplu gösterim yaparız; filmin izleyiciye ulaşır, belki sinemada oynamaz ama bir perde buluruz be cicim gösterecek' şeklinde gayet punk, hoppala yarim yaz geldi tarzı bir poster, flyer'la yüzlerce kadına ulaşmış ve şimdi bütün o kadınların çektiği filmler şu arşiv linkinde...
http://www.joanie4jackie.com/
http://www.joanie4jackie.com/chainletter-tapes/

linkler 1995'den bu yana mektup zinciriyle yıl yıl toplanan filmeleri listeliyor.
bir film çekme isteğiyle yanıp tutuşmak o gün böyle bir şeydi. Bugün ise film çekmek ne kadar herkesin yapabileceği birşey öyle değil mi?
ama o güne kıyasla orjinal işlerin sayısı ne kadar az...





Miranda July bu projeyi onun için ne ifade ettiğini şu videoda anlatıyor.
buyrun;

1 Şubat 2017 Çarşamba

Beirut - No No No

Bugün Osmanoğulları Ltd. Şti'de satılan Nilhan Osmanoğlu'nun dedesinin donunun çin malı kopyasına Hayır diyorum arkadaşlar!!!
bu linki tavsiye ediyorum!
http://haber.sol.org.tr/blog/serbest-kursu/aytek-soner-alpan/osmanogullari-ltd-sti-evet-dedemin-donunun-cin-mali-kopyasi


30 Ocak 2017 Pazartesi

bugünün hayır şarkısı!




Yunanı denize döken bir Ordunun Genel Kurmay Başkanı'nın bugün Bodrum'un kayalıklarına bile çıkamamasına No No No diyorum!

http://odatv.com/dun-baskanlik-yokken-iki-ustegmen-on-astsubayla-gittigin-kayaliga-3001171200.html
bugün Yunan Basınında rövanşı aldık, Türkleri denize döktük filan diye haberler çıkıyormuş bir kere daha amy'le birlikte No No No diyorum!!!!

29 Ocak 2017 Pazar

drifter's pick! pazar sineması! tür: bullshit movie



bana kalırsa sinema Being John Malkovich'le bitti. 
sonrası falan filan...
alla allaaa! benim blogum ; benim fikrim!!!
neyse;
şu sıralar en hoşlandığım tür; 'bullshit movie' türü... (haadi beh!  hikaye buraya nassı bağlandı yav? dedirten filmleri koyduğum kategori) bu tür filmler adının hakını verebilmek için içlerinde anlamlı anlamsız ama en sonunda kesin anlamlı ya da hepten ilgisiz herşeyi barındırabiliyorlar; işte tam da bu yüzden bayılıyorum. 
pek güzel bir örneği Too Late. 
buyrun burdan...


İşte burda linki; cillop gibi 2015 yapımı!!! 

28 Ocak 2017 Cumartesi

No No No! Bugünün şarkısı



Bu da Fitch , S&P, ve Moody's raporlarına tepkimiz baabında...
Notumuzu aldık!




26 Ocak 2017 Perşembe

günün şarkısı!

OHAL'de referanduma giden canım Türkiyeme... 
  

25 Ocak 2017 Çarşamba

hiç olmuş mu şimdi bu?


yoga'nın da bokunu çıkartmasaydınız keşke...
Berlin'de yeni trend Bier yoga!
tabu deviren Alman yogiler bira içip şekilden şekle giriyorlar...
allaamüstaakınızı versin! 
inanmazsan bak; 


13 Ocak 2017 Cuma

çöküş



Yahu bu nasıl bir çökmek? 
bu şekil çökme tehlikesi olan bir binayı 2015'den beri orada tutuyorsunuz hadi buna cevabınız hazır peki binanın çevresine bir güvenlik önlemi alınmaz mı? bir şerit filan çekilmez mi? etrafı kapatılmaz mı?
Yuh ve de pes! 


10 Ocak 2017 Salı

muhteşem gif!

                                     Atamızın bakışını ve işaretini gördü mü herkes?
iyi!




dinle, not al ve itaat et!

zira;  "totaliter rejimlerin entelektüellere ve sanatçılara sunabileceği tek özgürlük dinleme, not alma ve itaat etme özgürlüğüdür!"

yalan mı???

vay be Zygmunt Bauman da sizlere ömür! toprağı bol olsun!

9 Ocak 2017 Pazartesi

sürmene'deki yangını diyorum...


ulen mangal yakmaya çalışsan yakamazsın şu havada, 15-20 hektarlık alan nasıl bu derece yandı pes!!! hala Anayasa oyluyorlar, yazıklar olsun!!!

31 Aralık 2016 Cumartesi

DRIFTER AWARDS 2016/ YILIN EN GÜZEL ŞARKILARI

DRIFTER AWARDS 2016 / YILIN DUMURU

Yılın Dumurunu son güne bıraktım; çünkü artık insan bekliyor bundan da dumuru olabilir mi ki acep?

Evet
Bu yıl dumurdan dumura koştuk ; çok acayip yıldı!

sanırım ilk dumurumu Reza Zarrab'ın ABD'de yakalanmasıyla yaşadım; Mart gibiydi sanırım. Vay canına dedim dumura bak!

sonra Brexit geldi! yok artık İngiltere'de referandum sonucu... nasıl yani... harbi ayrılacaklar mı şimdi diye ikinci dumurumu yaşadım!

sonra Temmuz ortalarıydı! Costa Brava'da Sant pol koyunda bir campingde tatil yapıyordum üstünüze afiyet... akşam yemek sonrasıydı; verandada hafif hafif demleniyorduk telefon çaldı. Mehmet(benim eski asistan) 'Abla Darbe oluyo burda!' dedi. Önce anlamadım anlamlandıramadım; yüzümde garip bir ifade oluşmuş herhal...

- kim arıyor?
- Mehmet, Darbe oluyormuş!
- Ne!?!?

- Mehmet ne diyorsun olum? ne darbesi?
- valla abla jetler uçuyor, tanklar filan, gerçek söylüyorum internete bak!

 hemen annemi aradım.
açtı bir iki çalmada!
-Anne????
- evet evet darbe oldu.
-nasıl ya?
-valla da oldu.... ee costa brava nasıl?  hava nasıl?
- kapat anne kapat!

hemen Hürriyette gazeteci bir arkadaşı arıyoruz ulaşamıyoruz. campingi ayağa kaldırıyoruz bize internet bulun Türkiye'de darbe oluyor diye. İspanyollar hemen bi çaresine bakıyorlar. bütün gece ayaktayız diye mutfağı da açık tutuyorlar; gasteci arkadaşımızı aramaya devam ediyoruz; sonunda ulaşıyoruz.
...
- ikitellideyiz diyor, bu tam bir askeri darbe değil, Fetö işi gibi duruyor; biz de anlamaya çalışıyoruz diyor.
- iyi misiniz güvende misiniz?
- iyiyiz iyiyiz... diyordummm tam da şu anda gasteyi bastılar; dur ben seni sonra arıycam inşallah!!!!
çünkü silah sesleri filan....

işte üçüncü dumurumu bu noktada yaşıyorum! Bundan da ötesi yok diyorum.
yalnız bundan sonra frenler boşalıyor!

Erdoğan Cnn'e konuşuyor, sokağa çıkın diyor çıkıyor millet, darbe başarısız oluyor, memleketin yarısı Fetöcü çıkıyor, ohal ilan ediliyor, dalga dalga tutuklamalar başlıyor, dolar fırlıyor, euro fırlıyor, kayyumlar geliyor kayyumlar gidiyor TMSF'ler geliyor; her akşam eski fetöcülerle sohbet programları, şehirlerin göbeklerinde patlayan bombalar, gözaltılar, tutuklamalar, şehitler, Ensarlar, kadın dövmeler, hamile tekmelemeler, yurt yangınları, yunan adaları, Lozanlar, El Bablar, Gökçek twitleri, Başkanlık, idam cezası söylentileri, tutuklamalar, göz altılar, işten çıkarmalar, Kılıçdaroğlu'nun eline yüzüne bulaştırdığı miting (at izini, it izini geçtik, bütün izleri birbirine karıştırması ve başlamadan biten miting hareketi:))), Nasuh Mahruki'ye gözaltı, akabinde Akut Başkanlığını bırakması,yaz saati uygulamaması;  Kılıçdaroğlu'nun kardeşi,  Bahçeli filan, sonra Tombili vakası var;önce heykelinin yapılması, sonra heykelin çalınması, sonra bulunması...   Serhat'ın yolda gördüğü dumur formalı adam, kendi vesikalığı kabul edilmeyince beckam resmiyle öğrenci kartı çıkartan yurdum genci var... her gün ayrı bir dumur...
artık dumur yalaması olduk şaşıracak da pek bişey kalmadı demeye başlamıştım!

Taaki yılın dumuruna kadar!




9 Kasım 2016 Donald Trump 45. Amerika Başkanı oldu!
  

o noktadan sonra Rus Büyükelçi Karlov'un devletin polisi tarafından sırtından vurularak öldürülmesi filan hikaye... Ben bu dünyada insanın insana ettiğine daha da şaşırmam!!!