15 Mart 2015 Pazar

drifter'spick; pazar alıntısı

DIŞARISI
Hayır, hareket etmek sizi tüketir diye korkmayın.  Evdeki sükunetiniz, eve olan aşkınız buna engel olmamalı.
Hava! Özgürlük! Hadi dışarı çıkalım biraz. Evi geride bırakıyoruz. Şehri geride bırakıyoruz. Bana güvenmeniz gerektiğini pek söyleyemem ama, korkmayın da. Şehrin evlerinin bitiminde, kıra açılan şu sokaktan beni takip edebilir misiniz lütfen?
Evet, evet, bu sokak. Bana hayır deme ihtimaliniz beni ciddi biçimde ürkütüyor. Sokak. Güçlü, kavrayan sokak. Ah, basamaklara dikkat edin. İşte bakın aydınlık dikkatle yaklaşın.
Ah şu uzakta görünen masmavi dağlar! Ben mavi diyorum, siz de mavi görüyorsunuz, değil mi? Anlaştık. Şu dağın eteğinde gözükenler kestane değil mi? Bakın nasıl da anlaşıyoruz? Kahverengi kestaneler. Ardından da bakın ne güzel bir vadi uzanıyor. (yeşil ha? Sizin için de benim için de yeşil. Hayret verici derecede kolay anlaşıyoruz.) Bakın şu çimenlere, gün ışığında nasıl da pancar gibi yanıyorlar. Nasıl? Bebeklerin kırmızı şapkaları gibi mi? Nasıl da körüm. Tabi haklısınız, yün kırmızı şapkalar gibi. Bir an pancar gibi gözüktüler gözüme demek ki.  Ve sizin boyun bağınız da saf kırmızı. Bu hoş serin havada dolaşmak ne harika, mavi göğün altında, yeşillikler içinde. Gökyüzü berrak. Saçlarınıza biraz ak mı düşmüş ne? Ah ne güzel bir hava. Ah ne güzel kırlar ve siz. Tanrı sizi kutsasın! Pantolonunuzdaki siyah pötikarelerle siyahları görseniz… Aşağı doğru bakın ceketin altında. Ne kadar da şeye benziyor. Neyse.
Ah doğa, kırlar! Ne başka bir sükunet değil mi? Biraz gevşediniz bakın. Nereden mi biliyorum? Sakinliğinizden. Aman aman endişe etmeyin. Sizin de burada hissettiğiniz tam bir huzur hali değil mi? Anlaşıyoruz ne hoş.  Bu uyumumuzu bozmayalım aman. İzniniz olursa şunu da belirteyim, benim burada gördüğüm, yani içimde duyduğum his, yoğun bir aptallık, yüzünüze bakınca, ve zannediyorum ki benim de öyledir. Sadece yaşamış olmak için yaşayan ve ancak, bu eblek ruh haliyle yaşamasına imkan olan toprağın yasından, hüznünden bize bulaşmış hoş bir salaklık yayılmıştır yüzümüze.
Bu yüzden içimizdekinin huzur olduğunu söylüyoruz. Size de öyle gelmiyor mu? Ve bu hissin kaynağı ne biliyor musunuz? Hiç lafı dolandırmadan söyleyeyim, bir şehri geride bırakmış olmanızdan kaynaklanıyor bu huzur. İnşa edilmiş ve neden inşa edildiğini, neden yaşadığını bilmesi gereken, üstüne üstlük bunun hakkını vermesi gereken, buradaki doğa gibi öylesine yaşamaktan mahrum, istek, arzu, his duyması gerekli evler ve insanlar ve şehir geride kaldı. Kimseye faydası olmayan bir hırs ve telaş. İşte yine üstünüze bir zayıflık çöktü ve ardından melankoli.

Anlıyorum, anlıyorum. Sinirleriniz boşaldı. Gevşediğiniz an vazgeçtiğiniz andır zaten. 

LUIGI PIRANDELLO - BİRİ HİÇ BİRİ BİNLERCESİ (Aylak Adam, Haz. 2013, istanbul)

8 Mart 2015 Pazar

sucklord kimdir

Küçükken bebeklerimin saçlarını kesip kollarını bacaklarını koparıp Legolardan takma bacak kol filan yapan ruh hastası bir kuzenim vardı… ailecek onun psikopat katil olacağını sanıyorduk; o geleceği zaman oyncaklarımı nereye saklayacağımı şaşırırdım meğer içindeki sanatçı kişiliği öldürüyormuşum, şimdi çok pişmanım.  

Yaa işte fırsat verilince insanoğlunun elinden kaçanla uçan bile kurtulamıyor; ne demişler doğadaki en vahşi hayvan insan…


Böyle bir gizirgahtan sonra; 
Sucklord’a gelecek olursak ekşın figürlerinin kolunu bacağını koparıp, boyayıp spreylerip filan modifiye eden bootleg oyncak sanatçısı kendisi… onun elinden çıkmış ekşın figürler orijinallerinden daha pahalı naaber…



Yeraltı sanat camiasında aktivist bir kötü adam olarak bilinirken şu günlerde yaptığı işle fikri mülkiyet hukukçularını ikiye bölmüş durumda…

Ona göre yaptığı şey bir şarkı sample etmeye benziyor… hip hop oyuncak bu diyor. Çalıntı filan değil.
Kimine göre intihal’in ağababası…

Şu vidyoda kendisini daha yakınen tanıyabilirsiniz.



Bu da web sitesi ana sayfası pek komik. 

psikolojik üstünlük üzerine bir de böyle düşün! celer...

Neyin psikolojik üstünlüğü varmış Saraçoğlu’nun biri söylesin bana? Bence Saraçoğlunda oynamak sağlasa sağlasa Galatasaray’a psikolojik üstünlük sağlar; Fenerbahçe hangi istediği sonucu alabildi ki en nihayetinde; Türkiye Kupasını kaybetti , Sounes’e bayrak diktirdi. 



Boşuna Ulubatlı Sounnes demiyorlar adama; şampiyonluğu kaybetti, kupayı vermemek için utanmadı sıkılmadı elektrikleri kesti sonunda nooldu cimbom aldı kupayı... 



16 senedir kaybetmiyomuş…canı sağolsun; senede bir gün diye bi şarkı var, zeki müren çok güzel söyler o şarkıyı….
bak;

1 Mart 2015 Pazar

Elin adamı ne anlar senden?

    (Fotoğraf: Ara Güler)

   Yaşar Kemal ölünce fark ettim ki televizyonda görünen ne kadar insan varsa hepsi meğer Yaşar Kemal hayranıymış; ben de  sanırdım ki bir ben, bir Yalçın Küçük okumuş İnce Memed'i, Yer Demir Gök Bakır'ı falan...
Edebiyat hastası filan değil bildiğin ölü seviciyiz.
neyyse;
şu şiiriyle ki yalnızlık başlığı altında çok hislendiğim bir şiiridir Onu bu blogda yad etmek isterim.
ardından da bir Müzeyyen Senar patlatıcam;

  “Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
Su olsan kimse içmez,
Ölür de susundan
Yol olsan kimse geçmez,
Sarp kayalara uğratır da yolunu
Elin adamı ne anlar senden?”


Pazar sabahı şarkısı

Ama siz dörtte beşte dinleyin

28 Şubat 2015 Cumartesi

24 Şubat 2015 Salı

18 Şubat 2015 Çarşamba

Peki bir insan bir diğer insanı kar topu oynuyor diye niye öldürür?




Snowball Fight - 16mm from Michael Scolaro on Vimeo.

Kadıköy'de arkadaşlarıyla kartopu oynarken camına kartopu isabet eden esnaf tarafından bıçaklanan gazeteci Nuh Köklü hayatını kaybetti.

17 Şubat 2015 Salı

dans edeceğine fatiha oku!

(by- selin Akser)


Okunuşu
1- Bismillahirrahmânirrahîm.
2- Elhamdü lillâhi rabbil'alemin
3- Errahmânir'rahim
4- Mâliki yevmiddin
5- İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în
6- İhdinessırâtel müstakîm
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Anlamı
1- Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
2- Hamd o âlemlerin Rabbi,
3- O Rahmân ve Rahim,
4- O, din gününün maliki Allah'ın.
5- Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
6- Hidayet eyle bizi doğru yola,
7- O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların
ve o sapmışların yoluna değil.

Tamam mı okudun mu Fatiha’yı…

Yok olmuyor değil mi? bi gariplik var değil mi? Fatiha’yı okuduğun halde kurtulamıyorsun değil mi içini kemiren o şeyden onlar gibi rahat? 
Olmuyor değil mi?

O zaman okumaya devam et mesela şunları;



özellikle şurasını oku ;
Also on the protests was a gender studies academic who would only give her first name, Zeynep. She thought Ms Aslan's murder was of a political nature too.
"It is the result of the radical Islamic atmosphere created by the government. The men say that women should be conservative. They think if they are not conservative, they deserve this kind of violence," she said.
'Soaring violence'
The ruling Justice and Development Party (AKP) has its roots in political Islam and has been in power since 2002.
Women's rights organisations say violence against women has risen sharply in the last decade.
Last year alone, almost 300 women were killed at the hands of men and more than 100 were raped, according to local reports.
Sevda Bayramoglu from Women for Peace Initiative demanded new legislation to protect women from violence.
"Men kill and rape and torture women. The state, the 'men's state', is protecting them. We expect the parliament to stop this violence," she said.
Ms Aslan's murder may become a rallying cause for activists seeking to end violence against women in Turkey.

Bunu da oku



son olarak da bunu oku;

(bu yazıyı halka açık bir yerden almadım onun için kaynağı söylemeyeceğim oku yeter sonra üstüne bir de fatiha okur üflersin.)

Dinsellikle bastırılmış, gericilikle yobazlıkla azdırılmış, kıyıda kuytuda açığa çıkan korkak ve sinik bir şiddet. Birikmiş kin ve öfke... Tıpkı şimdi tüm komplekslerini, tüm çaresiz ve gerici edilgenliklerini; idam, linç ve sallandırma çığlıklarıyla temize çekmeye çalışan yazar, şarkıcı, akademisyen, televizyoncu vs. müsveddeleri gibi. Tecavüzcülerle,  kadınları objeleştirip kapatanlar aynı kahvede ve aynı masada oturuyorlar.  Statlarda bağıramayan, işyerinde devlet kapısında küfür yiyip önüne bakan bu korkak, sinik ve kin bağlamış kötülük; kadın cinayetleri, ensest, çocuk istismarı şeklinde içe patlıyor. Taciz, tecavüz ve istismar ve her şekliyle sömürü, tesis edilmiş düzenin varlık ve devamı için gereklidir. Bu kadar ağır sömürü koşullarının devamı -kırılgan ekonominin bekası için şarttır- ancak aklen tüketilmiş, dinsellik ve şiddetle  sindirilmiş bir toplumda mümkündür.
Memleketin “böyük” işadamları,  “kanaat önderleri”, “böyük” gazeteciler ve diğer hazretli düzen adamları : İktisaden sömürerek, en aptal ve kabiliyetsizleri başlarına hoca yaparak, en aşağılık dizi ve programlara maruz bırakarak aklen kötürüm ettiğiniz bu sürüyü, gericilikle dinsellikle bastırmaya kalktınız. Anlayamadığınız: sizin yasaklarınız, tutarsız, şımarık ve çirkef polis devletiniz kötülüğü ortadan kaldıramaz. “Mahrem” diye yüz çevirdiğiniz evlere, yatak odalarına, garsoniyerlere iter.
İdam korosunun en kuvvetli üyeleri bu düzende en çok ganimet ve popülarite elde edenlerdir. Kadınların obje olarak görülüp, kapatılmadığı, ekonomik ve siyasal sömürünün bu kadar hudutsuz bir düzeye ulaşmadığı bir toplumda, acaba bu idam korosundan kaçı yazar, artiz, akademisyen, şarkıcı olup ortalarda boy gösterebilirdi.

Sosyal hayattan her türlü itiraz ve muhalefeti silen bu sinik, pislik tutmuş düzenle var olanlar, olsa olsa ölü sevicidirler.

12 Şubat 2015 Perşembe

Drifter's pick! Çok güzel burning man videosu! 2014!

Şu hayatta orda olmak istediğim tek bir yer/durum/zaman var orası da burası yani burning man.

Bu saykodelik videoyu çeken arkadaş -Ari Fararooy ki kendisini çok yetenekli buluyorum.
Onun için şu videolarını da izlemenizde bir sakınca görmüyorum.

                turkey // J

İşte türkiyeye de gelmiş kızarkadaşıyla adaya filan gitmişler ne güzel...

Soora bu da var;

                Chasing Myself Around South America from Ari Fararooy on Vimeo.
Bak çok da espiritüel bir kişilik kendisi...

10 Şubat 2015 Salı

7 Şubat 2015 Cumartesi

Cumartesi akşamı warm-up kafaları;




drifter's pick!


Robbie Porter'ın "kompüterin arkandan ne işler çeviriyor" adlı çalışması