13 Haziran 2012 Çarşamba

10 Haziran 2012 Pazar

6 Haziran 2012 Çarşamba


Aydın Çubukçu, 68’lilerden hemen hepsini tanır. Bazı adları soruyordum ona. Biri için şunları söylemişti: “O işkencede direnişi sanat haline getirmiş adamdı.”
Ne zamandır , insanın kişiliğiyle değişik felsefi, politik, estetik tercihleri arasındaki ilişkiye kafa yoruyordum. İşkencede direnişi sanat haline getirmiş adamın  kişiliği yeni çağrışımlar uyandırdı. Ayrıca karşı koymanın estetik yönü ne mene bir şey olabilirdi? Estetik denen kavram nasıl bir kavramdı ki, kişiden kişiye o denli değişebiliyordu? Kişiliğin buradaki rolü neydi? Düşündüm , bilgilerimle deneyimlerimle karşılaştırdım. Kişilikle estetiğin birbirini çok yakından etkilediğini hatta kişiliğin insanın sanatla ilgili yargılarını belirlediği sonucuna vardım.
-Yanılmanın Gerçekliği, Kaan Arslanoğlu-

4 Haziran 2012 Pazartesi

böyle kağıt okuyan hocaya aşık olasım gelir...


"önce kendi ellerine bakabilmeyi öğrendi. O--kolay bir iş gibi gözükse de, epey zaman harcaması gerekti bunun için. Ardından yere baktığı zaman yeri, ileriye baktığı zaman karşısını, yukarı baktığı zaman da gökyüzünü göstermesini sağladı beyninin. Gözlerini açmayı uyanmadan başarması ve uyanıp yeniden uyuduğunda,düşüne kaldığı yerden devam edebilmesi iki ayını aldı. konuştuğu insanın gözlerine dilediğince uzun bakmayı becermeye başladığında bu insanın ya yok olduğunu yada izin isteyerek uzaklaştığını gördü..."
-gökhan esenler, 1993 Zürafaları lekeleme komitesi-