15 Kasım 2014 Cumartesi

Öyle içimden geldi...


Sen bağırdığında dünya susar: kendi dünyanla uzaklaşır.

Her zaman alamadığından daha fazlasını ver. Ve unut. Böyledir kutsal
yol.

Dikeni çiçeğe çeviren, şimşeği köreltir.

Şimşeğin bir tek evi vardır, birçok patikası. Ev yükselir, patikalar
kırıntısız.

Küçük yağmur yaprakları sevindirir ve geçip gider kendini
adlandırmadan.

Yılanların mahkum ettiği köpekler olabilir ya da ne olduğumuzu
susturabilirdik.

Akşam kurtulur çekiçten, insan yüreğine zincirlenmiş kalır.

Yer altındaki kuş, yeryüzündeki yasın şarkısını söyler.

Yalnız siz, çılgın yapraklar, siz doldurursunuz yaşamınızı.

Bir kitabın ölmeye geldiği bir plajı alevlendirmeye bir demet kibrit yeter.

Açıktaki ağaç yalnız. Rüzgarın kucaklaması ondan daha fazla yalnız.

Şimdiki zamanın kuşkusu ve sözünün hiç kazınmadığı uzakta kızıllığın
bu kör kayası olmasaydı, meraksız gerçek  kansız  kalırdı.  Her sözü
kendimize vaadederken, onu terkederek ilerliyoruz.


Rene Char - Dağınık Terim

Hiç yorum yok: