25 Aralık 2010 Cumartesi

30'dan fazla ülkede gelenekler klitorisin kesilmesini emrediyor.
Bu kesik , kocanın karısı ya da karıları üzerindeki mülkiyet hakkını teyit ediyor.
Kadın sünnetçileri kadının zevk almasına yönelik olarak işlenen bu suça arınma adını veriyorlar.
ve klitorisi şöyle açıklıyorlar;


klitoris zehirli bir iğnedir,
akrebin kuyruğudur, 
bir termit yuvasıdır, 
erkeği öldürür ya da hasta eder,
kadınları tahrik eder, 
sütlerini zehirler
ve onları doyumsuz 
ve delidolu yapar.

Bu sakat bırakmayı haklı çıkarmak için bu konuda hiç bir zaman konuşmamış olan
Muhammed peygamberden ve bu konuya hiç değinmemiş olan Kuran'an alıntılar uydururlar.

20 Aralık 2010 Pazartesi

Sir Walter Raleigh kuzeyde tütünü buldu. Tütünü pipoyla içen bu adam ingiliz soylularına tütün zevkini tanıttı.

A. N. Wilson On Tobacco Bans & Literature

In a brilliant, off the cuff article from 2007, A.N. Wilson, writer for the Telegraph, asks the question of smoking bans: "Is this the end of English literature?"

"I have been racking my brains to find a single non-smoker among the great English poets or novelists of the 17th, 18th, 19th or 20th centuries. Possibly, Keats had to lay off the pipe tobacco a bit after he developed tuberculosis."

"Tennyson, who only stopped smoking in order to eat and sleep, describes in one of his letters sitting in a pub with a friend and doing very little except 'staring smokey babies' at one another."

"Sitting with my drink in such now-empty bars, my mind has turned to the great smokers of the past - to C S Lewis, who smoked 60 cigarettes a day between pipes with his friends Charles Williams (cigarette smoker) and Tolkien (pipe-smoker); to Thomas Carlyle, whose wife made him smoke in the kitchen of their house in Cheyne Row, but who is unimaginable without tobacco, to Robert Browning, who quickly adapted to the new cigarette craze, to the great John Cowper Powys, who continued to smoke cigarettes, and to produce fascinating novels, into his nineties."




bırakılır mı?
biraz bırakılır
biraz sonra başlanır...






10 Eylül 2010 Cuma


"ateş" from the series "prtraits"

23 Nisan 2010 Cuma


"post industrial hieroglif " from the series "THE BEAUTY OF URBAN DECAY"

20 Nisan 2010 Salı

Safo


Safo hakkında çok az şey biliniyor.
İki bin altı yüz yıl önce Lesbos adasında (bugünkü midilli ç.n.) - hadiii!- doğduğu ve Lezbiyen teriminin de oradan geldiği söyleniyor. Evli ve bir erkek çocuk sahibi olduğu ve bir denizci aşkına karşılık vermediği için kendini sarp kayalıklardan aşağı attığı söyleniyor. Ayrıca ufak tefek ve çirkin olduğu da söyleniyor.
Bunların doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Bir Kadının , bizim dayanılmaz cazibemize vurulmak yerine başka bir kadını tercih etmesi biz erkeklerin hoşuna gitmez . 1703 yılında, erkek iktidarının burcu konumundaki Katolik Kilisesi, Safo'nun bütün kitaplarının yakılmasını emretti.
Az, çok az şiiri bu kıyıman kurtulabildi. (Eduardo Galleano- Aynalar)



Siz, göğsü mis kokan Peri'nin güzel hediyeleri!
Coşun kızlar ve söylesin tatlı sesli lir
Ama benim bir zamanlar körpe olan yaşlı bedenim artık kocadı
Saçlarım kara yerine beyaza döndü;
Yüreğim ağırlaştı
Bir zamanlar yavru geyikler gibi hızla dans eden dizlerim...
Artık beni taşımaz
Halime inleyip dururum
Ama ne gelir elden?
Yaşlanmamak...
Ve insan olmak, imkânı yok.



Ama işin ilginç tarafı, arkeologlar Mısır kasabası Oxyrhynchus'ta milattan önce üçüncü yüzyıla ait bir mumyanın üzerine sarılmış papirüs yaprağına rastlıyor. Papirüsteki yazıları fark eden uzmanlar Michael Gronewald ve Robert Daniel, bu yaprakları 1922 yılında bulunmuş, Safo'ya ait olduğu kesinleşen bir başka şiir yazılı papirüsle karşılaştırıyor, Sonuçta papirüslerin aynı kaynaktan yazının da aynı elden çıktığı kesinleşiyor.

böyle olunca insanın aşka inanası geliyor...

6 Mart 2010 Cumartesi

BAŞLANGIÇ


Bir zamanlar da günlük tutardım.
üfff defterlere sığmaz taşardım.
artık yazacak pek o kadar birşey bulamıyorum...